11 Eylül 2015 Cuma

İsraf


Aslında Bursa'dan başlayan yolculuğumda, başka güzel kareler eşliğinde Bursa'dan söz edecektim.


Nedense beni çok etkileyen bir başka kare olan bu fotoğraf takıldı gözüme ve ister istemez konu değişti. (Acaba konuları her zaman biz mi seçiyoruz,bir seçtiren de oluyor mu? Her fiilimiz bize ait gibi gözükürken, arka planda gizli bir el, bazen kuklasının iradesine müdahil oluyor mu?)

Uzatmayayım, yukarıdaki resme bakınız,ne görüyorsunuz ?

Kahvaltı sofrası değil mi?

Sanıyorsunuz ki, az sonra ben bu sofra da kahvaltı yapacağım...!

Yanımdaki masaydı bu ve bizden önce kahvaltı yapıyorlardı,bitirdiler ve gittiler !!!

Gözlerim faltaşı gibi açıldı...

Bu kahvaltı edilip terkedilmiş masalardan yalnızca bir örnek..!

Şaka sandım, neden gidenlere iki laf edemedim diye de ayrıca hayıflandım!

Oysa girişte ''lütfen tüketebileceğiniz kadar alınız'' şeklinde bir uyarı yazısı da vardı ve maalesef sofradan kalkanlar muhafazakar görünümlü (!) Müslümanlardı...

Vallahi böyle bir sofraya Allah gazap eder!

Aslında her yere şöyle bir şey yazacaklar dedim : ''Yiyeceğiniz kadar alın ve sanmayın arsızca masanıza doldurup sonra da yemediklerinizi biz atarız. Yarınki menüde (aslı mönüdür, neden Türkçesi yoksa...) ne diyorduk, yarınki menüde size farklı bir şekil ve görünüm/sunumla yedirmesini biliriz!''

Nasıl da herkes özenir, hatta birbirlerini ikaz ederler,lütfen bitirin de gidin diye...Yarın sizin bu artığınızı ne diye ben bir yemek çeşidi içinde yiyeyim...!

Resmen tiksindim, insan görünümlü bizlere adına, ''açık büfe'' denilen ''açık israf'' ya da ''açık isyan'' restoranlarına son verilmelidir. Tabldot mu yaparsınız, ya da çeşit mi azaltılır...yok bunlar çare olmaz...Otellerde yemek-kahvaltı ücretli olmalı...O zaman herkes parası kadar yer ve bu iğrenç israfın belki bir nebze önüne geçilmiş olur.

Kaldığımız bu termal otelde inanılmaz yemek çeşidi vardı. Mesela az tatlı alayım diyorsunuz, ne gerek var kardeşim bu kadar çeşide, insan manyak oluyor hangisini seçecek diye... 

Kıtlıktan çıkmış gibi saldırı psikolojisi...
Bizim masamızda çok şükür hiç artık kalmadı desem yalan olmaz.
İki dilim ekmek kalsa, gidip geriye yerine bırakıyordum,atılmasın bir başkası alıp yesin diye. Nasılsa temiz insanım,mundar etmeden geri bırakmam da sakınca görmedim.

Allah israf edenleri sevmiyor...Sev-mi-yor...

Sevmeyen kim ? 

Allah (cc)...

Tersinden bakarsak;

Bu riski göze alan kişi, Allah'ı hakkıyla sevmiyor demektir. Zaten Allah'ın sevmediği, Allah'ı sevemez...

''Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin ve yiyin, için, fakat israf etmeyin, Çünkü Allah israf edenleri sevmez.'' (Araf :31)

Bu konuyla ilgili tüm dünya ülkeleri tedbir olarak 'açık büfe uygulamasından derhal vazgeçmeli, ya da tüm otellerde otel ücretleri, yemek-içmekten bağımsız tespit edilmeli;yeme-içme ise ücretlendirilmelidir. Aklıma başka çare gelmiyor. Her masaya bir gözcü koyup,yemek artığı bırakanı dövemeyeceğinize göre,sanırım çare budur da ah uygulayacaklar nerede ?

Bereketli cum'alar.

DİBİN NOTU :

Konu bulamıyorsan Mercan Dede'den şunu sözleriyle yayınlayabilirsin diye mesaj atan sevgili espirikli arkadaşım Kadir'e de tebessümlerimle selamlar. Kendisi 7 günlük dinlencemi konusuzluk olarak algılamış gibi gözüküp, özlemine kılıf yapmış sağolsun :)))