10 Eylül 2015 Perşembe

Yeniden Merhaba.

Yedi gün kadar,evimizden,şehrimizden;başka şehirlere gittik. Çok okumayı bıraktık,bari ''çok gezen mi bilir'' takılarak telafi edelim dedik.

İlk durak Bursa,sonra Afyon,Konya,Ankara,Bolu...ve nihayet güzel evim.

İnsan 7 yıldızlı otelde de kalsa, kendi tek yıldızlı evinin yerini tutmuyor.

Nasipse, izlenimlerimi fotoğraflar eşliğinde paylaşmaya başlarım.

Facebook 'da S'onsuzluk sayfası arkadaşım bir karalamamı şahane foto eşliğinde yayınlamış. Resmi (görsel) çok beğendiğim için burada saklamak istedim. Bendeniz söze resim konusunda ya tembelim, ya da zaman bulamıyorum...Teşekkürlerimle...



Bunun dışında ülkemizde yine büyük acılar yaşıyoruz. Yavuz Bahadıroğlu'nun yorumuna katılıyorum (yolda radyoda dinlemiştim.) ''Sayfa,logo, bayrak karartmak,yas tutmak yok. İnadına hayata,işlerimize sıkı sıkıya sarılacağız.Umutsuzluk yok, öfkemizin dozu,terörün istediği gibi iç barışı bozacak şiddete evrilmeyecek.'' mealinde şeyler söyledi. Bence de terör haberleri verilirken de medyanın çok özenli ve dikkatli olması lazım. Eskiden bölücüler denirken, artık örgüt adı (reklamı) verilmiş oluyor. 
Türkiye düşmanlarına Allah fırsat vermesin, bizi bölmek isteyenlerin hain planlarını başlarına çevirsin. Cehennemin varlığı,ilahi adalet günü de ayrı bir tesellimiz...

*

Ölüm de, hayat gibi bir hakikat.  Hayatı kabullenmek ne kadar kolay ve alışıldıksa, ölümü kabulleniş o kadar alışılmadık ve zor...

İman etmişiz, ''her nefs ölümü tadacaktır.'' İman ettiğimiz şeylere bizi teslim olmuşlardan eyle Allah'ım. Canlarını kara toprakta saklayanlara da sabr-ı cemil...