Sıkça işlenen cinayetlerden birisidir, Allah adına, Allah'ın kullarını yargılamak,hüküm vermek;cennetlik mi, cehennemlik mi oldukları hususunda dil ya da kalp oynatmak!
Oysa birini kafirlikle itham, büyük cesaret,cür'et işidir ve elde kesin deliller olsa dahi, belki son nefeste tevbe etmiştir,diye hüsnü zan yapmak ve bilmediğimiz aykırı görüşlü birisi öldüğünde de, inşallah imanla gitmiştir diye temenni de bulunmak gerekir. Birisine haklı olarak öfkelenmemiz için onu ille de ''kâfir'' kelimesi ile damgalamamız gerekmez!
Kafirlikle itham ettiğiniz kişi de bu sıfat yoksa, o küfür kelimesi söyleyene isabet edecektir, yani söyleyen, itham eden kafir olacaktır. Bu konuda hadis-i şerif bizi ciddi uyarır.Allah bizi bundan korusun.
Zaman ahir zaman ve sapla saman birbirine karışmışken, bizim işimiz değil, birilerini cehenneme atmak. Başta Müslümanlar olmak üzere, insanlığın hidayeti için dua yakışır dilimize.
Bu sebeple başta da belirttiğim gibi, kim adına kimi yargılıyorsun ve bu hakkı nereden alıyorsun ?
(Bunu ne bu konuda yap, ne de dışarıda mini etekle geziyor diye,namusa dokunan kınayıcı bakış ve aşağılık kelimelerinle yap!)
Hoca da olsan, alim de olsan, senin böyle bir hakkın yok. Var diyorsan buyur oku :
"Bir adam: "Vallahi Allah falancayı mağfiret (affetmeyecek) etmeyecek!" diye kesip attı.
Allah Teâla Hazretleri de:
"Falancaya mağfiret etmeyeceğim hususunda yemin eden de kim?
Ben ona mağfiret ettim (affettim), senin amelini de iptal ettim!" buyurdu." (Müslim, Birr 137)
Cum'anın bereketi üzerimize olsun inşallah.