Kuantum fizikçisi, Kara delikler,(1988) Zen Budizmi...
Motor nöron (ALS) hastasıydı. Kasları birer birer çalışmaz hale gelmişti. Beyni (içinde kas olmadığı için) bu hastalıktan etkilenmediği için özel bir yöntemle günde 2500 kelime konuşabiliyordu.
Modern fiziğin babası İngiliz kuramcı Stephen Hawking'den söz ediyorum.
76 yaşında sırlarını öğrenmek için çabaladığı dünyasını değiştirdi. Artık teori olarak sunduklarını, ilmel yakiyn, aynel yakiyn olarak görüyor. Şeksiz, şüphesiz..!
"Evren nasıl var? Dünya nasıl var?. Biz nasıl varız?. Zaman nasıl var" sorularına teorilerle cevaplar arayan ve bulduğu sanılan bir bilim adamı. Teori dediğimiz şey, inandırıcılığı nispetinde, insan zihnine tutunabilen bir var sayım...İdeolojiler gibi..
Sonunda
"Niçin varız" sorusuna geliyor Hawking... O noktada, bir tablo olur da, onu çizen bir ressam olmaz mı; sorusunun doğal ve kaçınılmaz cevabına varıyor :
"Eğer evrenin tüm hikayesini keşfedersek, onu herkesin anlayabileceği dille yazarsak, 'Biz ve evren niçin varız' sorusunun yanıtını sadece birkaç filozof ve bilim adamı değil, herkes tartışmaya başlar. O zaman bu sorunun yanıtını bulma şansımız artar. Bulursak eğer, Tanrı'nın düşüncesini anlarız"
Hep bu tür beyinlere, bizim dünyamızdan entelektüel çapta, bir düşünürün ''evrenin ve yaradılışın hikâyesini'' anlatmak çabası ile;
''Hey Hawking !
Bak bizim dinimiz, evren, zaman, yaratılış ve insan için neler söylüyor, senin didindiğin kuramlardan kıyassız daha kesin hem de..'' diye söze başlayıp. Kainatın, insan; insanın da Allah için (kulluk) yaratıldığını, ayet-hadis ve bazı bilim adamlarımızın kelamlarıyla böyle özel beyinlere ulaştırsın istemişimdir.
Bu da Müslümanlar olarak, vebal hanemize yazılacak..!
"Zamanın Kısa Tarihi" adlı kitabı 40 dile çevrilmiş ve 10 milyon satmış. Zamanın sırrını dünyanın enlem-boylamlarında arayan, Bin Bang/ Büyük Patlamadan önce zaman yok.'' Ve ''zaman yoksa, zamandan önce bir şey yoktu!!!'' kuramının sahibi idi 70'li yıllara kadar. Oysa zaman da bir mahluk, yani her yaratılmış gibi...Onu da yaratan bir tek kudret var.Ve zaman bizim içinde gezindiğimiz hava gibi bir şey. Ruh,kader gibi hakkında fazla malumatımızın olmadığı sırlar manzumesinden olup, sezgiden öte, bize bildiren Hak elçileri vasıtasıyla iman ettiklerimizden.
Sezgi demişken...Sezgilerle izaha (koan) kadar aklını zorlayarak, ''eşyanın hakikatini arayan adam.''
Bu noktada Sevgili Peygamberimizin dualarından bir duayı anmamak olmaz :
''Allah'ım, bana eşyanın (yaratılmış her şeyin) hakikatini (iç sırrını, oluş ve hikmetlerini) göster.'' Ne büyük bir duadır, ah bir anlasak!
Sezgilerimiz ne kadar sağlıklı ve doğrudur. Sezgi eşittir zan. Sezgi bilimle beslense de, malum, bilim bile, bugün mutlak doğru dediğine, 10 yıl sonra pardon yanılmışız, yanlışmış, doğrusu bu; diyebiliyor. Çünkü sezgi de (zan) iki kısımdan oluşuyor. Doğru, isabetli sezgi(zan) ya da aksi...
2014'te hayatı film oldu. "Her şeyin Teorisi!."
70 yaşına kadar ateist yaşadı Stephen Hawking..!
Her zaman bilim adamlarının, doktorların ateist olmasına esefle şaşırmışımdır. Bir kalp cerrahı vardı, ateist iken, öğrencilerine hani ruh olsa bedeni yardık görürdük, derken, iman nasip olunca, işte ruhun varlığı; ruh, bu kadavrayı terk etmese, neşterimiz canını acıtırdı, demesi gibi...İman, ne büyük paye, ne büyük akıl, en büyük nimet...Nasıl olmasın ki, sahih bir iman bizi sonsuzluğa götürecek.
Yukarıda 70'li yıllara kadar dedim. Oraya tekrar dönelim.
Kanal D Londra Temsilcisi Ayşegül Ekinci'nin röpörtaj yaptığı Hawking ilk kez Allah'ın varlığını kabul etti. Röpörtaj sırasında sorulan bir soruya Hawking'in çalışma ekibinin de şaşırdığı görüldü.
Hawking Tanrı ile ilgili sorulan soruya "Evrenin oluşumu bilimin gerçekliğine dayanır. Ama bu hiçbir şekilde, Bilim kuralları'nı koyan ve onları da yaratan bir Tanrı olmadığı anlamına gelmez..." cevabını verdi.
Hawking'in bu sözlerinin son yıllarda ortaya çıkan
Evrim Teorisi'nin yanlış olduğunun kanıtlanması ve Kuran'da 1400 yıl önce bildirilen bilimsel konuların aynen bulunması ile doğrudan ilgisi olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
Bugüne kadar hiç kimse Kur'anın, İslam'ın modern bilimle çatıştığını ispat edememiş, bilakis bilime yol gösterici ve içiçe uyumlu olduğu defaatle kanıtlanmıştır.
Time dergisinin 20. yüzyılın en önemli simaları arasında gösterdiği ünlü deniz araştırmacısı ve bilgini ( Jacques-Yves Cousteau) Kaptan Kusto'nun Müslüman oluşunu hatırlayınız. (Keşke TRT yeniden onun belgesellerini verse.) Şu sözü meşhurdur :
''Ben şehadet ederim ki, bugünkü modern ilmin 14 asır geriden takip ettiği Kur'an-ı Kerim, Allah kelamıdır.'' diyerek Müslümanlık nimetine erişmiştir.
Bereketimizi arttırsın, günlerin efendisi cum'a...
https://www.mumsema.org/islam-dini-fen-ve-bilim/91486-kaptan-kusto-nun-musluman-olusu.html