21 Nisan 2019 Pazar
dağınık şiir
gözlerinden çıkan aşkın ferine,
gölge oldu koca şehrin ışıkları...
beni çağırmış, beni bekliyordun oysa
ah kalbimin dizleri dermanını kaybedeli,
kaç asır zaman geçti, bilmiyorum...
çaresiz bir boyun büküş bana göre değildi.
bu yüzden ne gitme diyebildi lisanım,
ne de ''hadi gel neredesin'' ikna çabaları...
gri kadar soluk kalsam da,
inan bu gurur değil, kibir hiç değil!
bir sevgilinin vefasına sevgisine olan inançsızlık!
inansa insan umut eder,
umut eden insansa güçlüdür, azimlidir.
azimli kararlı seven bir erkekse zaten bir kadını...
.......................................
kendime mecburdum bir tek!
nefes alıp, yaşamazken bu dünyada.
kendime mahkûm!
kendime nazlı,
kendime çocuk...
ben kendimi sustura sustura büyüttüm!
annemin sütünü sayma!
anca altı ay kadar...
bu yüzden ayarım tam yerinde değil ya!
bu yüzden her hikâyede iğreti durur fotoğrafım!
depresif bir yüz ve hüzünden çerçeve işte!
insanlar beni cesur bilseler de,
inanma, korkağın tekiyim bir aşka,
bir kadına, bir sevdaya...
işin kötüsü,
kaybetemelere öylesine aşinayım ki,
aşktan yana...
aksi olsa,
ruhumun bedenimi terk ettiğine inanırım...
kelimelerden sis perdesi,
ne hayatımın belli bir çizgisi,
ne yazdıklarımın poetikası.
düzeni kaçmış bir düzen benimkisi,
sanki cinnetin gizli son perdesi!
sana bir şey diyeyim mi :
sakın bir şairi sevme!