Eskiden ölmesin diye dualar eder, ağlardım!
Bu gece onu yatırdıktan sonra, bir kaç yıl daha yaşamasın diye dualar ettim, ağladım!
Artık zor yürüyor!
Zihni bazen kapanıyor, unutuyor, yanlış anlıyor ve yanlış konuşabiliyor!
Hastanedeki bir hemşire, bakıcı gibi değil de, bir annenin çocuğuna baktığı gibi ona şefkatle bakmak; sabrıma sabır katmak ve bir erkek evlat olarak fıtratımı zorlamak dayanmak/başarmak zorundayım!
''Allah'ım! Beni evladıma yük etme! Al artık!'' diye kendi kendine yakarışını duyunca, yukarıdaki duyguları yaşadım, yaşamaktayım!
Bir arkadaşım/abim vardı. Müthiş çalışkandı! Ekmeğini taştan çıkaran birine örnek deseler onu söylerdim! Derken yollarımız ayrı düştü, başka şehirler ve onun yolunu şaşırdığını, ''ustalığını'' düşüşünü herkesten saklayarak, içki-kumar seline kapıldığını kısmi felç geçirip, yeniden evine karısının bakımına, altının bezlenmesine kadar geldiği noktada acı ile öğrenmiştim. Bir kere telefondan canlı görmeye dayanabildim, bir daha da aynı acı tabloya şahit olmaktan kaçındım. Hem felç, hem de aklı azalmıştı ama beni tanıdığını yanındaki eşi söylemişti.
Bu mübarek gecede avuç açtım ve içim yana yana annemin duasına kattım dualarımı acıyla..!
Henüz aklı başında ve kendi özel ihtiyaçlarını zar-zor yapabilirken bu fani aleme veda etsin diye, evet ben, her gün ölecek diye endişe edip kederini bilmem kaç bin kez peşin peşin yaşadığım annem için dua ettim.
Aklı, imanı başındayken, ele güne muhtaç ve mahcup olmadan ebedi yurdumuzda buluşacağımız güne kadar ayrılığa dua ettim. Ona ve hepimize...
Öyle bir hal ki, gerek yakın çevrem gerek sosyal medyadan dostlar... hemen herkes ciddi bir hastalığın pençesinde ve inanın takip etmekte güçlük çekiyorum. Kim ne zaman ameliyat olacaktı, nesi vardı...! Bir de içinde bulunduğum ruh halini ekleyin...
Bu nasıl amansız bir paradoks değil mi?
Günün birinde hiç aklıma gelmezdi ömrü uzun olsun diye, ölmesin diye dualar ettiğim, her sabah heyecanla kapısını açıp, nefes alıp-almadığını kontrol ettiğim annemin...
Bazen bazı dostlarım soruyor ''nasılsın'' ya da ''iyi değilsin sanki!'' diye..! Düşünün sürekli hasta ve şikâyetleri olan canınızla aynı atmosferi yaşarsanız, nasıl iyi olup, yaşam sevinci içinde etrafınıza neşe, moral katabilirsiniz!
Ah insan olmak çok zor!
Kul olmak ve kul kalıp, kulluğa kabul edilmek daha da zor!
Sınav zor, yol çetin, azık az..!
Dualaşalım!