6 Kasım 2025 Perşembe

Perhiz bozucu virüsler!

Şu sıralar özlemek duygusunu başka bir forma, kalıba dönüştürmenin yolunu arıyorum... 

Özlemeyi, şiddetini azaltarak, başetmesi kolay bir formülle izah ederek, çaresizlik ufkunda kanat çırpıp, yorgun ve umutsuz yere yığılmayacak bir formül... 

Etken maddeleri bir bir ele alıp, etkisiz kılacak antitezlerle, özlemeye meydan okumaya hazırlanıyorum. 

Gitmiş; kim gitmiyor ki hikâyenin bir yerinde... Her şeyin bir vadesi ömrü yok mu! O an bu andı işte... Eninde sonunda olacaktı, biliyordun... 

Göresin, sesini duyasın, sarılasın var. Hem de burcu burcu, buram buram... Böyle ifadeleri değil dillendirmek, içinden bile söylemek yok. O gitti, ben de normal yaşamıma döndüm, formül böyle, etken madde.. 

Birlikteliklerin de her şey gibi bir ömrü var ve bu, madem her canlı için geçerli kural, özlemeyi de her gelen günle azaltarak normal hayatın devamına imkân sağlayarak kendi kul hakkına da riayet etmiş oluyorsun. 

Özlemeyi şarkı ve şiirlerle canlı tutmazsak, ateşini harlamazsak işimiz kolaylaşacaktır. 

Kesin olan bir şey var; edebiyat ve melodi perhiz bozucu virüsler. 
Önce onlardan başlamadığın sürece... 




5 Kasım 2025 Çarşamba

Derindeki duygular

"İnsanlar çok derindeki duyguları hakkında konuşmak istemezler." - Andrey Tarkovski

İstemeyiz... 
En derinlerimiz bazen en deliliklerimizdir... 
Duygularımız... 
Bazen en zayıf tarafımızdır. 
Acınmak istemeyiz... 
Ya da
Korkularımızı sakladığımız mahzenimizdir... 
Bilinsin istemeyiz. 
Özelimizdir o kadar ki, kendimize bile söylemeyiz... 
Aynayadaki gözlerimiz söyleyecek olursa, uzaklaşırız. 
Bunun ille aşırı uç bir suç/günah olduğu vehmine kapılma! 
Bizi üzen, ömrümüze mâl olan olası hatalarımız olabilir. 
Kaybettiklerimiz, özlediklerimiz olabilir. 
Bir konuda ilk düğmeyi yanlış iliklememiz olabilir.. 
İnsanlar bunları tabii ki konuşmak istemez, ne diye üzüntüler tazelenip kalp aynı konuya tekrar üzülsün... 

İnsanları, konuşmak istemedikleri konularda sakın zorlamayın!