23 Şubat 2025 Pazar

Sustum sustum, sen ağlama!


Kaç sabahımız kaldı daha Rüveyda?
Muhtemeldir, 
Gözlerimizin ilişmesi,
Ruhlarımızın ilişmesi gibi kuvvetli olurdu..! 
Ellerimizde şiddeti artar, havsalamız şaşkın bakardı!
Kaç sabahımız kaldı, daha Rüveyda?
Kaç sabahımız, el ele  akşamlara yürümek için..!
Nefeslerimizde ömrümüzün gökkuşağı...
Dudaklarımızın ilişmesinden bahsetmiyorum daha..!
Saatlerin ya akrebi ya yelkovanı havlu atardı sen anla..!
Hayal ufkunda küreksiz  tekneler gibiyiz! 
Parasını kaybeden çocuklar,
Eve alınmayan kediler,
Yolda kalmış yol oğlu gibiyiz biraz da...
Yetim de biz öksüz de biz, mahrum da.
Meramımızın yeryüzü lisanlarında karşılığı yok Rüveyda!
Çektiğimiz kalpten içeri, kalpten öte, söyleme soranlara! 
Gün batımında ortak düşlerimizin ekmeğini yiyoruz Rüveyda! 
Yetmiyor!
Bu sancı böyle mesafelere yenik, dinmiyor!
Söyleyebilir misin, kaç sabahımız kaldı daha Rüveyda?
Bir kez bahara açabilseydik, solar mıydık bir daha...
Kaç kişi kaldı dünyada,
Hasret çiçeğini göz yaşlarıyla büyüten?
Sustum sustum, sen ağlama!


[2021 Haziranı,  "Kaç sabahımız kaldı daha Rüveyda?" başlıklı şiir]


22 Şubat 2025 Cumartesi

Ümit [3]


"Uzun zamandır okuduğum en güzel makale…
Samimi, gerçekçi ve siz gibi sahici..
Ya da bana dokundu…

Üstadım değil de ,”aman azizim ne güzel sözler böyle ağzınızdan bal damlamış “diyebilir Tolstoy…
Kendini güldüren ,güldürürken okuru düşündüren adama..
Uzun zamandır ümitvâr görmemiştik sizi..
Umudumuzu diri tutan sözlerle yaşama bir kez daha tutunmanın heyecanını yaşattınız..

Bu sözlere ,Biraz ben kattım , biraz siz , biraz varolmak, biraz yaşamak , beni ben yapan anlara , taşıdığım bu cana umutla sıcacık sarılmak , bir serçe yüreğini havalandırmak, bir çiçeği nazikçe avuçlamak, gökyüzüne bulutlara kollarını açmak…
Yolun sonunda talibi olduğum beni bekleyen manzaraları umutla kucaklamak…
Bu Sevgi değil de nedir…
Almaktan çok vermektir…"

*

Bugün enfes bir makale okudum. Kısaca beni çok etkileyen kısmını paylaşmalıyım:

Firavun'un akıl hocası ve devrin en zenginlerinden Karun, Hz.Musa (as)'a düşmanlıkta o kadar ileri gider ki, koskoca Peygambere halkın içinde,  herkesçe bilinen bir kadınla zina iftirası atmaktan da çekinmez. Neticede kadın başta kabul ettiği bu anlaşmaya, Hz.Musa as görünce uymaz, uyamaz, kalbi biricik hakikate uyanır ve toplanan halkla birlikte Müslüman olur. Firavun ve Karun'un planı ters teper...Tabii bu son çirkin iftira Hz.Musa (as) gibi celalli bir peygambere çok dokunur ve Karun'u yere batırması için Allahü Tealaya dua eder. Şimdi olayın can alıcı yerine geldik. 

Yüce Allah meleğini Hz. Musa'ya gönderir ve sorar: "Musa, Karun o kadar yalvarmasına rağmen niye onu affetmedin? Yere dur deseydin, yer onu yutmayacaktı."
Hz. Musa der ki: "Rabb'im onun bana yaptığını, kavmime büyüklendiğini biliyor. Ben onun için onu affetmedim."
Yüce Allah cevap buyurur: "Musa'ya deyin ki, Karun yere batarken bir defa pişmanlık duygusuyla bana seslenseydi, 'Ya Rabbi beni çıkar' deseydi, büyüklüğüme yemin olsun ki ben onu kurtarırdım. Onun batmasına müsaade etmezdim."

Muhteşem ötesi bir ümit müjdesi...
Allah'ım, bizler günahkar kullarınız, batmamıza izin verme...
İçinde bulunduğumuz rızana uymayan hallerden bizi çıkar. Amin.
Kulunun zannı üzere ona muamele yapan Allah'ın şanı pek yücedir...
Allah var gam yok...
Allah var ümitsizlik yok...
Sadece biraz eylem...
Yöneliş...
Samimi niyet...
İyi ki böyle rahmeti bol bir Allah'ın kuluyuz.

*

Allah'tan ömrümün her saniyesinde ümitvar oldum, olacağım da inşallah...Onun ne kadar engin merhamet, kerem sahibi olduğunu biliyorum...
Bu duruma güvenip umut besleyerek, yani Allah nasıl olsa affedicidir diyerek günah işleyen büyük hata eder, o ayrı diye parantez açmış olayım..

Hüzünlü yapıma zaman zaman bulaşan karamsar hallerimse tamamen kişisel, bu konudan ayrı görülmeli...

Okur mektuplarına eskisi kadar yer vermesem de bu güzel mektubunuz bir güzel olayı burada saklamaya vesile oldu, teşekkür ediyorum...

Ve
Her zaman söylerim, çok seçkin, kitap okumaya düşkün, kalemi bu fakirden çok daha düzgün kaliteli bir kitleye hitap ettiğimi bilmek, bazen yazarak terapi almak konusunda kalemimi tereddüte düşürüyor...