29 Mayıs 2012 Salı

Bir yazım üzerine...



Hayata Notlarım (1) isimli yazımda, kısa başlıklar halindeki notlarımdan biri de şu idi:


'' * Ruhun gözünü bağlamadan, bedenin gözünü kapatmış olmazsınız..Rutine dönmüş bir cinsel yaşam, eninde sonunda taraflardan birine ya da taraflara yük ve zahmete dönüşecektir.Bu nokta gerçekte evliliğin bitti andır..'' 

Öncelikle belirtelim ki, evlilik salt cinsellik değildir..Ben bir köşesine işaret ettim, önemli bir köşesine..Olmazsa olmazlardan bir köşe..Bununla birlikte şunun da altını kalınca çizmeliyim: Cinsellik her şey değildir, ama çok şeydir..

Anlaşma problemi yaşamayan çiftlerin cinsel yaşamları/birliktelikleri de uyumluysa; ruhun gözü bağlanmış demektir..Ne mutlu onlara.

Ruhun gözünü bağlamak, çok derin bir ifade biçimi..Biraz açmam gerekirse; rutine dönmüş, cinsellik için cinselliği yaşayan çiftlerde; şayet evlilikte yeni kalmanın formülleri canlı tutulmuyorsa; bir süre sonra herkes arkasını dönüp ''yorgunum''larla kendi uykusuna/rüyasına dalacaktır..Bu ''yorgunum''gecelerinin gündüzleri de farklı olmamaya başlayacaktır.

Cinsellik yalnız bedenle yaşanan bir gerçekliğimiz asla değildir..Ruhun katılmadığı her eylem, fiil,yaşam biçimi eğretidir, eksiktir, tatmin oluştan uzaktır. (Eyvah ne diyor bu adam, pornografik bir yazı yazmış, vah utanmaz ahlaksız mel'un.) 

Bir zamanlar, hiç unutmam C.Arkın'a bir söyleşi de sorduklarında mealen  : '' Öpüşmekten daha önemli bir şey var, o da göz göze gelip, gözlerinin içine bakmak..İşte asıl zina'' demişti..

Eşini ruhen de doyurmaktan aciz biri, ya da bunu önemsemeyip, seksi (aa seks dedi ) salt beden ihtiyacı sanan pek çok kişinin cinsel hayatı monotonlaşmış, hatta çok kadın için yük, işkence halini almıştır..Buna kadını düşünmeden, sonuca ulaşan beyleri de katınız. 

Karısını düşünmeden işini bitirenleri bu din horoza benzetmiştir..(git hadislere bak)

Peki eşi düşünmek nasıl olur..Sen yine bunu salt birlikte boşalmak olarak algılama! (A neler diyor bu adam deme, beni ayıplarsan bu ayıplaman Allah korusun bize her konuda örneklik edene de (sav) kadar gider, dikkat et!) 

Eşi düşünmek onu ön sevişme ile cinselliğe hazırlamakla başlar..Bunun da ilk basamağı şefkattir, şehvet değil..

İnce ruhlu kadını cezbeden ilk şey şefkattir, tatlı sözlerdir, ruhu katarak onun ruhunu okşamaktır. 
Bu olursa bedeni okşamak işe yarar. Yoksa o anda taraflardan biri bir dizideki erkeği, diğeri bir kadını düşünürse, ruhun gözü bağlanmamış demektir..! Bunu iyi anla..

Evliliğin bitmesini, ille tarafların kavgalarla yıpranıp soluğu mahkemede alması mı sanırsın..

Evlilik, bir kırmızı deftere imza atmak değil, kırmızı renkli kalbe sadıklık mührünü vurmak ve eşi dışında yer yüzünde başka bir karşı cins görememektir.


Son cümle: Kişi eşini, başka biriyle kalp zinasına düşürmemek için elinden geldiğince evliliğini yeni, canlı tutmalıdır vesselam.