5 Haziran 2013 Çarşamba
''Aşkla...''Miraç Kandilinizi Tebrik Ederim.
Hüzün yılında oldu bu müthiş hadise...
Amcasını ve pak eşlerini kaybettiği yılda..
Üzüntüsünün had safhaya vardığı noktada, Allah (cc) O'na (sav) ''ayetlerinden bir kısmını'' göstermek ve ihsanlarla teskin etmeyi diledi ve şaşırtan, olağanüstü manevi yolculuk başladı.
Bu nokta artık, aklın, vahye teslim olmaktan başka çare bulamadığı ve Hz.Ebubekir (ra) gibi ilk kendisine söylendiğinde: '' Bunu O mu söyledi..? O söylediyse doğrudur...'' diyecek bir teslimiyet ve bu sebeple ''Sıddık'' lakabını erişme noktasıdır.
Halen günümüz teknolojisi Hz.Süleyman (as) ve Peygamberimizin (sav) yaşadığı miraç seviyesine gelememiştir.Bilindiği gibi Hz.Süleyman (as) devrinde eşyanın saniye ile nakli mümkündü.Hani şu filmlere yansıyan hayalimiz gibi.Işınlama...Uzay yolu dizisi..Hayaller, geçmişte olmuş ya da olması mümkün şeylerdir aslında.
Allah o kadar sonsuz merhamet sahibi ki, aşağıdaki ayette göklere yükselişe yer vermeyerek, miraca inanmakta güçlük çekebilecek kullarına yine keremli davranmıştır.Zira Efendimizin (sav) mübarek dilinden biliyoruz ki, ayetin devamı Burak isimli manevi asansörle, zamansızlık ve mekansızlık alemine yükseliştir..Sonra yaşananlar malumunuz.Sırlar manzumesi...
İsra suresi:1. ayette mealen : '' Kulunu (Muhammed sallellâhü aleyhi ve sellemî) bir gece Mescid-i haramdan (alıb) Mescid-i Aksaaya kadar götüren (Zât-i ecelle ve a'lâ her dürlü nakıysalardan) münezzehdir. (O Mescid-i Aksaa ki) biz onun etrafına (feyz ve) bereket verdik (ve bu gece yolculuğunu) ona (o peygambere) âyetlerimizden ba'zısını gösterelim diye (yapdırdık). Şübhesiz ki O, (asıl) O (her şey'i) hakkıyle işiden, (her şey'i) kemâliyle görendir.'' ( Hana Basri Çantay )
Miraç olayında aklımda kalan şeylerden biri : Cebrail (as) Efendimize (sav) klavuzluk ederken öyle bir noktaya gelirler ki, ''buradan sonra ben bir adım atarsam yanarım, sen yalnız devam edeceksin,'' der Peygamberimize..Efendimiz de, ''Ben neyle geçeceğim yanmadan..'' mealinde buyurunca,
Hz.Cebrail tek kelime söyler: ''Aşkla...''
Bir diğeri, Efendimiz (sav) gece yatağından kalkıp bu zamansızlık ve mekansızlık aşk yolculuğuna çıkıp, bir çok olayı yaşayıp geri, döndüklerinde, yataklarındaki vücut sıcaklıklarının hala soğumadığı...
Bir diğeri de, bize gerçekten hediye, ruhumuza şifa; can kurtaran simidi olan namazın farz oluşu..
İçimizdeki iman kandili ebeden daim olsun, Miraç kandiliniz kutlu olsun...