Erich Von Daniken (İsviçre, doğ: 1935- ) 'in 1968 yılında yazdığı bilimsel soslu fantezi türü ve kendisini dünya çapında üne kavuşturan kitap, yayınlandığı yıllarda ve sonrasında dünyada en çok tartışılan ve en çok okunan kitaplardan biridir.
Kitabın genel konusu, Mayalar, İnkalar, Mısır Piramitleri, Piri Reis Haritası ve dünyanın bazı bölgelerinde bulunan eserleri, kalıntıları bize,kendi sanılarıyla açıklamaya çalışıyor !
Yazar, hepimizin okul sıralarında, ilk çağ, orta,yeni, yakın çağ, kurgusunda, Darwinizm teorisi ile, beyinleri iğdiş edilen, bilim diye yutturulan maymundan geliş,ilkel insana evriliş (!) mağaralarda yaşayış...eğitiminden geçtiğinden olsa gerek, geçmiş zamanlara ait, medeniyet kalıntılarına, bugünkü gözle baktığı için, akıl erdiremeyince, kendince bir senaryo ve kurgulama ile, yazdığı, çok da duru/selim olmayan akılları daha da bulandırmaya yarayan, bazı insanların ateist olmasına sebep işbu kitabı yıllar önce biraz karıştırmış ve zaman hebası diye bırakmıştım. (Laf aramızda bu tür kitaplara zaten ne para ne de zaman feda ederim.)
Gördüm ki, kitap, gençlik arasında hâlen revaçta. Bunun üzerine kısa bir makale kaleme almaya karar verdim, umarım fayda sağlar.
İslam medeniyetinden ve İslami kaynaklardan biraz nasibi, bilgisi olan biri için, yazarın kitapta esrarlı bir dil çabalarının,korku filmi kıvamında yazdıklarının, tatmin edici cevapları her zaman mevcuttur.
Bu konuda tartıştığım bir arkadaşa, şunu söylemiştim : Bir tarafta Daniken denen bir yazarın, Darwin gibi bilimselliği ispatlanamamış, teorileri, kurguları; bir tarafta Kur'an ve Peygamberimizin (sav) beyanları ile objektif, pozitif bilimin bildirdikleri. Kim doğru söyler? Hangisine inanacağının kararı senin!
Hz. Süleyman peygamber devrindeki teknoloji ve bilimin vardığı seviyeyi bilse, kurgularıyla insanların da kafasını karıştırmazdı. Niçin Hz.Süleyman (as) devri dedim, çünkü o devirde ''ışınlama'' mevcut. (Neml suresi ) İncil ve Tevratta bile geçer.
Hz.Süleyman gibi, ışınlama ilmine sahip bir bağlısı, Belkıs'ın tahtını, bir saniyede Kudüs'e, 2250 km.lik bir mesafeden (Yemen'den) getirmiştir.
Bizden önceki çağlarda,uçan daire gibi uçmak mümkün idi.(Üstelik kullanılan enerjiler, bugün kullanılanlardan tamamen farklıydı.) Uzakları görmek,uzaklara sesi duyurmak, zamanda yolculuk,bir anda uzaklara seyahat etmek (Peygamberimizin Mekke'den, Kudus'e ve oradan göklere saniyelerle yolculuğu) mümkün. Peygamberler de ve veli kullarda görülen, örneklendirilen bu mucizeler, insanlığa,ışık, yol göstericidir. Aynen Davud peygamberin (as) demiri işleyip şekil vermesi gibi...
Yine yüksek dağlara yapılan büyük devasa heykellerin, öyle uzaydan gelen güçler tarafından yapıldığı komedisi ve ispat edilememiş iddiaya karşı diyoruz ki, o heykeller;
a) Bazı dönemlerde cinlere yaptırılmıştır.
b) Bazen de Ad kavminden olduğu gibi, bunu yapacak teknolojik imkân ve akla sahiptiler. (Çok uzun boylu iri cüsseli dev gibi insanlardı.Bunu bize bilimsel kitaplarımız ve arkeolojik bulgular söylüyor.)
Yine bugün, ebced,cifir ilimlerine hakkıyla vakıf olmuş olsaydık, bir yere iki satır rakamlar yazarak, havadaki savaş uçağını düşürmenin mümkün olduğunun hayal olmadığını da görürdük. (İstanbul'un fethi'ni tarihen bu ilimle Akşemseddin hazretleri, Sultan Fatih'e bildirir.)
Bir başka örnek, daha yakın tarihten : Hz. Ömer (ra) kilometrelerce ötede olan savaşı görmüş ve komutanına seslenmişti, komutan onun sesini duyup dağ tarafından arkalarını sarmaya çalışan düşmana karşı tedbir almış ve mağlup olmaktan kurtulmuştur ve bu hikaye değil, tarihen yaşanmış ve bilimsel kaynaklarda mevcuttur...Ve o zaman Hz. Ömer'in elinde ve komutanında cep telefonu yoktu. Buna benzer nice olay.
PİRAMİTLER !
Mısır'daki piramitlerin yüzyıllar önce yaşayan insanlar tarafindan yapılmasının mümkün olmadığını çünkü büyük bir matematiksel zeka ve mimari açıdan da oldukça gelişmiş bilgi ve beceri gerektirdiği sakat anlayışı da, yine başta belirttiğimiz maymundan gelme (!) inancının kaynaklık ettiği vehimdir. Çünkü yazar gibi, herkes, insanlık serüveninin, gerek ahlak, gerekse ilim ve teknoloji olarak geldiği silk ve son nokta, günümüz sanma yanılgısı, ki kitap bu yanılgıya işaret edemese de, geçmişteki yapıtları uzaylılara bağlama kolaycılığı ile, zaten insanların en çok ilgisini çeken obje ile istediği reytingi, 30 dan fazla dilde satarak sağlamış oluyor.
''Piramitlerin yapımında üst düzey sorumluluk almış ‘Merer’ isimli bir Mısırlının günlüklerinde ortaya çıktı. Buna göre 3 bin yıllık bu günlüklere göre, tam 2 buçuk tonluk dev kireç taşı ve granit bloklar, Nil Nehri üzerinden tahta sandallarla piramidin yapıldığı bölgeye taşındı. Sandallar iplerle birbirine bağlanırken, eski Mısırlı mühendisler de geçiş için Nil kıyısındaki bir limandan piramidin inşa edileceği Gize’ye doğru kanal açtı. Dev taşlar bu sayede 800 km öteden su üzerinde getirildi. Bunda binlerce işçi görev alırken, toplam 170 bin ton kaya taşınmış oldu. Arkeolog Mark Lehner, söz konusu kanalın taslağını çıkardıklarını anlattı.''
Piramitlerin yapılacağı yer rastgele seçilmiyor kireçtaşı kaynağına yakın yer seçiliyor ve kızakla çekseler de binlerce insan çalıştırılıyor ve kazalarda ölen sakatlanan çok oluyordu.
Matematikte uzman olan Mısırlılar çok basit yöntemlerle, kireç taşı bloklarını toprak yükseltile yükseltile en üste çıkartılmış oluyor ve bir piramidin yapımı yıllarca sürüyordu ve mezarını sağlında yaptıran firavuna hazır hale getiriliyordu.
PİRİ REİS HARİTASININ SIRRI
1513 tarihli Piri reis haritası üzerinden 500 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen, en çok konuşulan ve aslında gizemi hala çözülememiş bir konudur. Ben açıklık getireyim de insanlığa hizmetim olsun :)
Bu konuda genel olarak denilir ki :
''Piri Reis, haritayı nasıl çizdiğini, haritanın kenarına aldığı notlarda anlatıyor.''
''Yine harita kenarındaki başka bir notta (Madde 9), Piri Reis haritanın derleme olduğunu kullandığı kaynakları sıralayarak açıklamış; "20 harita ve Büyük İskender zamanında çizilen haritaların sekizinden -ki dünyanın insan yerleşimli bölgelerini gösterir ve Araplar onlara Caferiye der- Arapların bir Hindistan haritasından ve Portekizlilerin zamanımızda çizdikleri dört Asya haritasından ve Kolonbo'nun batıda çizdiği haritadan faydalandım. Bunları karşılaştırmalı olarak inceleyip çıkarımlarda bulunarak bu haritayı ortaya çıkardım."
Yukarıdaki bilgiler, aşağıdaki bilgi olmadan havada kalmaya mahkumdur. Onu da okuyalım :
Piri reisin en az çizdiği dünya haritaları kadar önemli bir eseri daha var; Kitab-ı Bahriye. Bu ünlü kitabında der ki, Piri reis :
"Harita ve pusulayı doğru bil.
Süleyman peygamberdir ona delil.
Çünkü ona inler, cinler, hayvanlar ve kuşlar,
Hepsi ama hepsi baş eğerdi hem karıncalar.
Sen de inan çünkü Kuran'da hak buyurmuştu,
Denizler ilmi de hep verilmişti ona...
Malûm oldu deniz ona mil be mil"
Piri Reis, burada genel olarak haritaların pirinin Süleyman Peygamber olduğunu söylüyor. Şimdi yukarıda haritaların kenarında düştüğü notlar, Piri reisin, elinde bulunan Hz.Süleyman (as) peygamberden kalan haritaya eklediği ayrıntılar, detaylardır. Suyun derinliği, tuz oranı gibi.
Bazı insanlar, Daniken'in hiç bir ilmi ispatı olmamış teorilerine,senaryolarına,tahminlerine mi inanacaklar; yoksa Piramitler, Piri reis haritası ve elbette ışınlama konusundaki Kur'an ayetlerine ve ilmi izahlara mı itiraz edecekler..?
Bu yazımda piramitler, Piri reis haritası, yüksek dağlara yapılmış heykeller ve ışınlama üzerine Daniken'e teoriden öte, ilmi cevapları kısaca sundum. Kime ve neye inanacağı bundan sonra okura kalmıştır.
Son söz: her önünüze gelen kitabı alıp okumayın! Bu tür bilimsel soslu fanteziler ve dini inançlarımızı dumura uğratıcı sözde bir kısım marjinal dini kitaplara da temkinli yaklaşınız. Tabi sizi sonsuz hayata götürecek imanınıza, inancınıza kıymet veriyorsanız..!