21 Şubat 2018 Çarşamba

Sizlerden gelenler ( 21.02.18 )

''Kadın ve erkeğin şiir yazması fıtratı gereği duygusal farklılık gösterebilir. 
Erkekten şair, kadından şiir olur.  
Aklıma ünlü bir kadın gelmiyor oysa en az bir kaç erkek şair sayabilirim. 
Bilimsel ölçüt olmasa da kanıt olarak yeter. 

İyi ki inandırmış sizi o kişi şiir yazan şairliğinize, biz de okumakla müşerref oluyoruz. 

Bazen mistik bir kahve olduğunu düşünüyorum;
Bozağım da kırk yıl, 
Kalbimde kırk asır kalan...''

[ Lütfen sık sık yazın, övgüler mahcup etse de, bazen şımartılmak iyi geliyor.😊 Teşekkür ediyorum,size ve yazan, okumaktan sıkılmayan bloguma uğrayan herkese.]

***

''Sus sevdiğim sus!!!
Ağzından dökülen incilerin
Canıma kastı var sanırsın 
Sus ne olur;
Daha fazla ses etme
Zannedersin canımı canına kat dedim
Tövbe billah....
Beni sevdiğini söyleyemeyeceksen
Neden bu işkence...
Ya beni deliler gibi sevdiğini söyle 
Yada daha fazla bu aciz kelimeleri ziyan etme...!
Susacağın  varsa susarsın
Seveceğin varsa seversin
Ama bana olamayız edebiyatı yapma!
Koy kalbini kalbimin üstüne 
Hak ver bana 
Seni sevmemek olur mu?
Seni sevmemek yasak olmalı iki cihana
Kılıf arama boşuna !
Ya kana kana beni sevdiğini söyle,
Yada bak bana yana yana....
Bana seni seviyorum de
Onun dışında tüm kelimeler 
Teferruat aşka...

[ Bu şiir başlangıca konu olan Rüveyda'ya mektuplar'a enfes bir örnek olmuş, sanki Rüveyda Murat'ın mektubuna cevap yazmış, çok başarılı. Teşekkür ediyorum.]

***

''Ey benim nur yüzlü sevdam
Mağrur bakışına dağlar yaktığım 
Gölgesinde sevdalar büyüttüğüm
Seni sevmeye doyulur mu...''

***

''Ey gözlerime sürgün yar 
ey sevdiğim hazan bahar
ey asi gürültüm 
Ey hunhar sevdam
Sana sürgünüm sana.
Bilmez misin senden gayri kapı bilmem
Bilmez misin senin haricinde sığınak bilmem
Yeter bu eziyet...
Aç ağzını oku canımı 
Aç gözünü kır kahrımı
Sözüm sana
Sesim sana
Feryadım sanadır
Hadi es 
Usul usul es de destanını tamamla...
Benim mağrur efsanem
Kafdağımın anka kuşu 
Yolun olayım 
Solun olayım 
Kokun olayım 
El ver bana 
Kaderine zincir olayım 
Ses ver bana zincirine hakla sayayım 
Gülüver bana halkana 
Düğüm düğüm dolanayım
Sazım sözüm 
Sağım solum 
Düğüm günüm yarınım...''

***

''Neden bu Rüveyda'yı okurken böylesine ağladım. 
Gecenin 03:23'ü hem uyku tutmaz gözümü hemde sizin kanayan ruhunuz sardı ruhumu...
Mutlu olmanızı ne çok isterdim.
Ne çok benziyor acınız acıma, ne çok andırıyor kelimeleriniz ruhumu.
Ne çok okudu canımı duygularınız....''

*

[ Okurlarımın kalemi çok güçlü, bendenizin kelimeleri arada bir de olsa ruhlara dokunabiliyorsa, yazarlıktan kırıntı da olsa nasiplenmişim demektir. Hepinize ayrı ayrı sonsuz sevgiler, teşekkürler.]