17 Ağustos 2021 Salı

benzi solmuş bir şiir!


Dikkat bu şiire benzer şeyin girişi yoktur!
Gelişine kaleye çekilmiş top gibi vole..!
Hem girizgâhından size ne!
Hey şair!
Sadede gel hele!

Benzi solmuş bir şiirde rastlayacaksın sonra bana..!
Ve çıkmaz bir sokakta katıla katıla ağlayan boynu bükük bir şarkıda..!
Varlığında kıymeti bilinmeyen, yokluğunda buram buram hasret kokan,
Evin minnacık kıytısına sessiz ve çekingen tutunan saksıdaki kaktüs gibi...
Kızılın tüm renklerini sırtlanmış alaz akşam üstlerinden yaslanacağım burnunun direğine..!
Uzaklardan kendini rüzgârın dalgalarına bırakmış davudi ezanlar gibi...
Ve yeryüzünün koku namına kullandığı ne kadar parfüm varsa...
Beni hatırlatacak sana, ben senin dünyanda hayal olduğum demlerde...
Gülnûş Valide Sultanın şadırvanının karşısında ağlayacak için bir ikindi vakti!
Hazreti Hüdayi'den dökülecek esrarlı sesler kalbinin kulağına:
"Dostile ettiğin ahdi unutma
Gel gönül dost illerine gidelim."
Çok severdi buraları, iki caminin ezanı sıra ile okuyuşlarını diyeceksin!
Yanına sokulan bir kedi olursa,
Yüzüme dokunur gibi okşayacaksın usulca...
Islanmış gönlünden ıslak bir fatiha ruhuma...
"Dost canıma! dost cânıma..!"