"Oysa ben, senin saçlarının parmaklıkları ardında, koca bir ömrü, müebbet bir mahpuslukla sonlandırmayı, şu hakir canıma gayelerin en büyüğü bilmiştim." [Rüveyda'ya Mektuplar, sh: 38]
Kentpark'tayım...
Anıların kucağındayım...
Yaşanamamış anıların...
Bir masaldan sızan maveranın...
Hayat ya değişti ya bizi değiştirdi. Değişmeyense sana olan duygularım Rüveyda...
Belki biraz yorgun, belki ümitten yana vurgun...
Lakin ilk günkü gibi taptaze...
Heyecanını yitirmemiş...
Bir olmazdayım deyip vazgeçmemiş...
Bir gelsen, bir gelebilseydin..
Koluma girip seni beklediğim Kentpark'ı benimle görebilseydin...
Bütün ağaçlar yanlarından geçerken sana fısıldayacak;"bu adam hep seni bekledi, sana ıslandı buralarda" diye...Bir gelsen, bir gelebilseydin...
Bir adamın nakış nakış işlenmiş hasretlerini bulacaktın bu parkta...
Bir gelsen, bir gelebilseydin...
Yalnızlığın nasıl da şen insanların arasından geçip gittiğini görecektin...
Bir gelsen, bir gelebilseydin...
Belki bir daha geldiğin yere gitmek istemeyecektin...
Bir gelsen, bir gelebilseydin...
Beni daha fazla senden etmeyecektin...