Olgun bir adamın içinde saklı çocuk gibi hani...
Bazen coşkulu bir delikanlı, bazen omuzları düşmüş, handiyse bastona tutunacak hayat yerine...
İçinde tomurcuk tomurcuk açan baharlara inat, dışında uzun bir yaprak dökümü...
Biri çıksa; iki şefkatli cümle söylese, elini tutsa, yanağını okşasa, oracıkta düşüp can vereceksin...
Eylül gibisin, sabahları pırıl pırıl yaşam güneşi, akşam üstleri kızıl bir hüzün gözlerinde...
Gündüzlerin aksine geceler ıssız ve soğuk, üşütür durur ruhunu...