belki de senin adın eylül olmalıydı,
sıcak nefesimi yüzünde hissettiğinde,
dalından düşecek yaprak gibi naifsin,
bana değil, hasrete gidecek gibisin..
senin adın eylül olmalıydı,
eylül sonbahar, sonbaharsa bir ayrılış vakti..!
tam da bizi anlatıyor..!
ruhum hep seninle, kalbim hep seninle olsa da,
hasret yangını bedenler için eylül işte..
sende ilkbaharı tüm curcunası neş'esi ile nasıl yaşadıysam,
görmeden ve dokunamadan..
sonbaharını da, sarının,
yani hüznün tonları ile yaşıyorum.
son nefesimi veresiye dek..!
sen yüzünü bile görmediğim,
ama görmekten çok özlediğimsin.
eylül de öyle değil midir zaten..
önce ağustos ortasında, yaz akşamları,
ve imsak vakitlerinde kendisini hissettirmez mi..?
bu; ben geliyorum hazırlan demektir..!
ve gelir, en gizli, en gizemli ve en nadir saklına dokunur..
sinsice ve biraz da sadistçe kanatır özlemini..
dedim ya senin adın eylül olmalı sevgilim,
acının içine gizlenmiş bir tatlı lezzet gibisin,
anlatılmaz, yaşanırsın sen..
şiirlerde, şarkılarda...
üstteki grafik için sevgili arkadaşım Hazal'a sonsuz teşekkürler..