Bazen kalp dilin peşine düşer, bazen de dil kalbin peşine...
İkincisinde tehlike yoktur...El verir ki, selim bir akla danışsın!
*
Dili güzel şeyleri telaffuza alıştırmak lazımdır, çünkü kalp kelimelerle tempo tutar.
*
Kalbi, nurunu karartmayacak düşüncelere sevk etmek lazımdır. O zaman, ''arifin fikri neyse, zikri de o olur.''
*
''Evrene olumlu mesajlar gönder!'' safsatasındaki işbu, ''evren'' iradesi elinde olup, her mesaj göndereni görüp duyan, işiten ve karşılığını veren bir şey değildir!
Bu denileni biz mesaj ile değil; en güzel isimlerin, sıfatların, tecellilerin ve evrenin de sahibi olan ALLAH'a dua olarak, niyaz ile arz ederiz. Evren gibi bir puta Müslüman dünyasında yer yoktur.
*
Dua dediğimiz şey de iki kısımdır. Biri yukarıda işaret ettiğimiz kalbi olanı, diğeri de fiili olarak; ''insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır'' ayetiyle işaret edilen şekli. Kader mi, o sırlar içinde namütenahi latif bir sır...