31 Temmuz 2022 Pazar

30 Temmuz 2022 Cumartesi

Hep senin yokluğundan!


Hepsi senin yokluğundan..! 

Hep senin yokluğundan, eksik ne varsa ne yarımsa, hepsi senin yokluğundan...

Yediğimde içtiğimde lezzet yoksa, hepsi senin yokluğundan...

Bakma sen kelimelerimin basit olduğuna, yüklendikleri anlamlar, gören kalpler için...

Yağmurlara sevinemiyorsam, güneş açtı diye mutlu değilsem, hep senin yokluğundan...

Gece  defalarca uyanıyorsam, içimin harareti dinmiyorsa, hepsi senin yokluğundan... 

Gecemi gündüzden ayırt edemiyorsam, günlerden habersizsem, hepsi senin yokluğundan...

Olmayacak zamanlarda birdenbire ağlıyorsam, hep senin yokluğundan...

Şarkılarla kanıyor, şiirlerde anıyorsam, hepsi senin yokluğundan...

Hepsi senin yokluğundan..!


Yeni yılımız kutlu olsun!


Bize dayatılan inkâr ve ihanet dolu bir dünyada Müslümanca düşünme ve tefekkürü dumura uğratılmış yığınlardan bir fert olarak yine de 1444. yeni yılımızın, nefsimizin, sevdiklerimizin İslâmların huzur ve ferahlığına vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.

29 Temmuz 2022 Cuma

Bir çocuk sevinci


Razı olduğun bir masumiyet,
Katında makbul bir bağışlanış,
Kerem eylediğin, sonsuzluk ikliminde şükrediş...
Bir çocuk sevinci bahşet Rabbim,
Bir çocuk sevinci...

Yakamoz




28 Temmuz 2022 Perşembe

kelimeler de solar


Kelimeleri de solar insanın!
Şiirler doğuramaz!
Yol yorgunu, hayat kırgını,
Eylül bakışları biraz daha sarı,
Zamanın raksı inadına hızlı
Bir bahar daha ummadan,
Yorganın koynunda,
Gecelerle sırdaş...
Böyle böyle ölesi gelir insanın..!




27 Temmuz 2022 Çarşamba

Çığ!

Gözlerin dikilse de karşıma hayat yokuşunda
Tüm hiddetiyle!
Gönlüm öylesine ferah!
Papatyalardan umarsız mevsimler geçirdim,
Sensizliğime kahredip intihara kalkışan !

Yenik düşmedim anlamaya
Anlaşılmamak ki
Kanatmıyor artık gönlümü
Zalim bir dünyayı aleve verdim saçlarımda.
Söndürdüm merhabaları elvedaları.

Senin iyimser ve diri şiirlerin 
Tarlakuşlarının ötüştüğü ve rızıklandığı yerler.

Anla ki 
sana
bende kalan kadar benzersiz
bir çaresizlik sunabilmekten ibaretim.
Terk ettiğin için
İnanılmaz güzel bu şehirden.
Her nefeste ...
Ve yalnızca...

Mustafa sesinden Mustafa bakışından 
Bir çığ düşmüştür üstüme!
Kim durdurabilir ?
Kim yaşatabilir ?

Gönlüm öylesine ferah !
Aklın elin dilin 
Arayadursun 
Azarlayadursun garipliğimi...

ES

Bir yanımızla kedilere benzeriz.


 
Kendime de benzettim. Yukarı bakıyor kedicik. 
Hep yukarılara, göklere, yücelere bakıyoruz!
Yeryüzü fakirleri bizler, tek ve benzersiz zengin (Gani) olana...
Zamandan mekandan münezzeh Allah'a...
Onun kudretiyle varlığa geldik.
O ne dilerse o...
Ondan umuyor
Ve Ondan istiyoruz...


26 Temmuz 2022 Salı

ne çok ne az


Ne çok senim
Ne az bensin..!
Gökyüzünde kayıp giden bir yıldız,
Sözleri ezber edilmemiş, 
Başka bir dildeki gönle sakız bir şarkısın işte...
Ne çok senim
Ne az bensin..!
Gündüzler senin,
Geceler benim...
Böyle uzaktan tutsaklıktan,
Hayat kapanında gün eskitelim...
Ne çok sendeledim
Hep sendeydim 
Neyse ki sen göremedin...
Ne çok senim, seninim!
Eksik bir hayat
Yarım kalacak bir hikâye
Şiirler arası yolculuklardan birinde, 
Apansız gelecek bir finale gebe!
Ne çok senim,
Ne az benimsin!
Gerçekler dar ağacı!
Hâyâllerimde hep benimlesin!
Ne çok bensin
Ne az bizimleyiz!


25 Temmuz 2022 Pazartesi

kolay mı


Kolay mı sanıyorsun,
Dudaklarınla yatıp,
Gözlerinle uyanmayı..!

24 Temmuz 2022 Pazar

Bir gün çok ağlayacağım!

Bir gün çok ağlayacağım!
Sana,
bize, 
olmuşa, 
olmamışa, 
geçmişe,
gelmemişe..!

Bir gün çok ağlayacağım!
Verilen sözlere, 
çizilen hâyâllere, 
yangın gecelere, 
ıslak nefeslere...

Bir gün çok ağlayacağım!
O gün sana doyasıya dokunamayan ellerim, 
Sana bakmaya kıyamayan gözlerimden taşan ırmakları silecek!
Duyamadığın sesim, 
ismini hicran deltasında yankılandıracak!

Bir gün çok ağlayacağım!
Katıla katıla, 
bağıra bağıra, 
bu olmaz hikâyeyi taçlandıracağım..!

ne de olsa


Boynu büküktü zamanların,
Güneşte üşüyor, 
Ayazda yanıyorduk!
Çölleşmişti gözler!
İyileştirmekten uzaktı yağmurlar!
Sağırdı merhamet!
Kördü şefkat!
Nankördü insaniyet!
Hoyrat eller perde gerisinde,
Kan içmeye doymuyordu enaniyet!
"Ahir zaman böyle olur, sen sabra ve tevekküle yapış!"dedi bir ses!
Kaygım, yerini teslimiyete bıraktı.
Ne de olsa mülkün sahibi Hazreti Allah'tı...


23 Temmuz 2022 Cumartesi

ayaz vurmuş



Kış ayazında sokak ortasında kalmış bir kedi gibi ruhum.
Hangi kapı açılıp, içeri alsalar, itiraz edemeyecek kadar zayıf düştüm.
Ayaz vurmuş canıma; sen mi, bilemem ölüm mü yetişir imdadıma! 
Hiç böyle üşümemiş, böyle donmamıştım, ağlıyorum bugün...


ödül!

Şu dünyadan geçerken,
Kendimi ödüllendirdim 
Ve
Sevdim seni!

22 Temmuz 2022 Cuma

Uzaktan seviyoruz biz!

Uzaktan seviyoruz biz!
Böyle iyiyiz...
Ne incitir ne inciniriz...
Sessizliğimizde seslenir,
Ne desek işitiriz hem de dilsiz.
Uzaktan sever, seviliriz!
Şartsız, sınırsız, nedensiz...
Uzaktan seviyoruz biz,
Uzakları seviyoruz...
Böyle iyiyiz...

Uzun, çok uzun bir kıştı ömrüm!

Uzun, çok uzun bir kıştı ömrüm!
Sonbahardan geçmeyen,
Bahara hasret, çok uzun bir kış..!
Gözlerin hep bulutlar arası,
Saçların yağmurlara karışmış!
Yeşil firarda, mavi her dem ıslak!
Uzun, çok uzun bir kıştı ömrüm!
Seninle mevsimleri birleşmeyen!
Yolları bir türlü kesişmeyen,
Sonbahar renginde,
Ağır aksak işler gibi yeknesak,
Bahar kokusundan mahrum,
Her güne ölü doğan!
Köşe bucak küçük bir umut arayan,
Uzun, çok uzun bir kıştı ömrüm...
Burada artık günlerin beli bükülü,
Saymayı bıraktım, vakitlerin üstü örtülü!
Bir ukdesin, hayatımın en girift yerinde!
Sırrımsın, sınavımsın en sancılı tebessümlerimde..!
Uzun, çok uzun bir kıştı ömrüm!
Hiç ısınamadım senden sonra...
Üşüdüm öldüm, öldükçe üşüdüm..!
Sen yine de bana üzülme!
İkimizin yerine ben, her akşam üstü,
Aynı şarkılarla, o ıslak mavilikte,
Panayır kaçkını bir münzevi gibi,
Gelmeyen, hiç gelmeyecek olan bahara,
Adını kalbimde sayıklayarak demlenirim...
Adını kalbimde...
Adın kalbimde...



21 Temmuz 2022 Perşembe

çok sıcak!


Çok sıcak! 
Bu hava da hiç gidilmez/Aslında hiç gidilmez! (Manuş Baba)
Yok bu şarkıydı...
Bu havada şiir yazılmaz! 
Eylül'de gel. (Bu da bir Alpay şarkısı)
Eylülü bekle sevdiğim! (Bu da fırında bir şiirimin ismi, yolda!)

Keyif nedir?
Mutluluk ne?
Huzur nerede?

Tabi ki sınavdayız ve bizi üzen şeyler de olabiliyor hayatta! 
Allah bu günlerimizi aratmasın! 
Çok şükür ve ilgili güzel dostlarım, sizleri seviyorum. 

Zor zamanda yaşıyoruz ve "Sabredenleri müjdele!" 

Not: Aslında taslaklarda var yine bir-iki şey ama bazen eriniyor insan.

20 Temmuz 2022 Çarşamba

alın yazım


Fiyakalı hüzünlere düğümlüdür alın yazım...
Sabaha tebessüm etmişsem, ağlatmak için pusudadır akşamlar...
 

19 Temmuz 2022 Salı

Pişman mıyım!


Sondan başlayayım, hesaplarımı kapattığım için kesinlikle pişman değilim, hatta geç bile kalmışım.

Demek ki insanın bazı şeyleri idrak etmesi için zaman ve daha fazla kararlılık,  azim lazım...

Hayat ırmağında hızla akıyoruz! 
"Dünya ahiretin tarlasıdır!" Ahiret yurdunda burada ektiklerimizin hasadını/karşılığını bizi mutlu edecek şekilde almak için çabalamak varken, birilerinin biz büyüklerin eline tutuşturduğu modern oyuncaklar sosyal  medya ile tarlamızı ihmal ettiğimiz kanaatindeyim! Bu, elbette benim gibiler için geçerli şahsi düşüncem.

Sizin gibi pek çok arkadaşım "dönersin!"demişti. Hatta hâlâ gizli hesap açtığım zannı ile canımı sıkanlar da olmuyor değil! 

Çok farkında değiliz ama birilerinin bize dikte ettiği hayat kalıbını kabullenmişiz ve aşamıyoruz! 
Bu, yalnızca sosyal medya değil, yemeden içmeye, giyinmeye, makyaja, kuaföre, tatile, hayat tasavvurunda fikir sahibi olmaya kadar..vs 

Sosyal medyada tanıştığım güzel dostlarımı ve paylaşımlarını özlüyorum. Buraya gelip okuyanlara selam ve sevgilerimi yolluyorum. 

Naif mektubunuz için teşekkür ediyorum. Saygı ve sevgilerimle...

18 Temmuz 2022 Pazartesi

akşamlarca özledim!

Sonra, şiirlere yaslandım,
Şarkılarla avundum...
Sonbaharı eylülü bekledim!
Belki gelirsin diye,
Yollarına papatyalar ektim...
Matemin en koyusu,
Dağlasın diye kalbimi,
Canıma ceza niyetine,
Canına yapışanın diyeti diye,
Müebbet hapiste hüznü seçtim..!
Sonra, akşamlarca özledim,
Sabahlarca yalvardım!
Zamanlarca ağladım...
Seninle yattım,
Sana uyandım...
Bir Rüveyda masalıyla
Koca bir ömrü tamamladım...

17 Temmuz 2022 Pazar

Durumum!

Başımı sokacak, kira ödemediğim bir evim var...
Üstümde ya da bitişik yan daireden saygısızlık sesleri yok! Sokaklar için aynısını söyleyemem ne yazık ki!

Vaktinde çok çeşitli markalarda aracım oldu. Artık bedava verseler istemem! Şoförlük bir yerde zevk işi. Bu zamanda akıllıca gelmiyor.  Sanki Teksas kovboyları gibi, her şoför silahlı, bıçaklı falan, gergin... berbat!

Yeni bir ev alma çabam da yok! Kılık kıyafetim beni öldürür! Yıllardır almıyorum desem yalan olmaz. Hediyeler hariç...

Yeni hatun da istemem.! Yeterince üzüntüsünü çektim! Sevgili işi de bana bu saatten sonra uzak olsun, zor geliyor...

Seyahat mi? Avrupa'da genelde birbirine benzeyen, ruhsuz bir kaç ülke gördüm. 
Güzel yurdumda Antalya, Diyarbakır, Mardin...oralar bir türlü kısmet olmadı. Bundan sonra olmazsa da üzülecek değilim. Gördüğüm şehirler bana yeter.
Her yeri görüp, her şeyi tecrübe edecek değiliz. 

Evimi seviyorum. Tiptop kolay bir ev. Allah yokluğunu göstermesin anneciğimle bize yetiyor. Huzurla çorbamız da tıngırdıyor, şükründen aciziz...

Sadede gelirsem. Galiba bu dünyaya ait bir hevesim, merakım yok ve düşünuyorum bu hal uzun yıllardır böyle aslında...

Ne zaman, nerede ve nasıl öleceğimi çok merak ediyorum!
Öteye geçişi yani...
Dünya çaba, kaygı, zahmet ve yorgunluk yurdu. 
İmanla geçersek, melekler iyi surette gelip bize iyi davranırlarsa "yırttık abi, köşeyi döndük sonunda!" Hani devir hesap devri dedikleri hesap benimkisi...
İnşallah kıyamet kopana kadar kabirle irtibatlı berzah penceresinden cennetin seyri. Önce ölenlerle görüşmeler, hasret gidermeler hatta zaman zaman dünyadaki sevdiklerimizi sessizce izleme görme imkânı...

Allah’ım..!
Durumum malumun Rabbim!

Arsa!

 

- Arsa bakıyorum, uygun bir toprak bulursam üzerine güzel bir mülk yapayım diyorum! Apartman gürültüsü çekilmiyor!

- Ben yıllar önce almıştım, bekliyor!

- Niçin bekliyor, yapsana üzerine müstakil bir mülk!

- Mülkün sahibi evimi hazır etmiş de kullanım için tayin edilen vakit beklenmekte!
- ....


16 Temmuz 2022 Cumartesi

giderken!

Giderken 
beni de götür!
Senden gayrı, 
lazım değilim kimseye!
Dünya desen, 
hevesleri bitmeyen,
Yorgunluklar diyarı..!
Giderken,
Beni sensiz, 
tek başıma bırakma!
Giderken, 
beni de götür..!

Gecikmiş bir bayram notu!


Öncelikle bayramlarda,
Sonra onların doğum günlerinde,
Ve dahi anneler-babalar günü benzeri özel günlerde
Ve son olarak ziyaretlerine gittiğinizde; 
Sakın eliniz boş gitmeyin!

Günün önemine göre, elinizi azıcık cebinize, 
Olmadı evden bir şeyi paket yapıp götürün...
Ama mutlaka basit de olsa 
Bir "şey" götürüp
Yaşlıların, sizden büyüklerin, 
Hatta mümkünse ki mümkün,
Dostlarınızın gönüllerini, dualarını alın!
Sizin atladığınız, önemsemeyip "neyse, bu sefer de böyle olsun, ne olacak canım!"diyerek geçiştirdiğiniz o yarım elma, gittiğiniz yaşlı biriyse, emin olun günlerce üzüntüyle, boş gidişinizi "değer, kıymet vermemek" olarak algılayıp ki -çoğu zaman haksız da sayılmazlar- tahmin edemeyeceğiniz kadar üzülüp, sayıklıyorlar! 

Kötüden örnek vereyim, şu sağlık düşmanı sigaraya verdiğiniz 25-30 lirayla, gittiğiniz eve "bir şey" götürmeniz mümkün. 
Onlara hediye için sarf ettikleriniz, gönüllerini hoşnut etmeniz, size sadaka olarak dönecek, belaları def edecektir. Allah'ın rızasını kazanmak en büyük kazançtır.

Yeter ki isteyin, yeter ki önemseyin!
Ve unutmayın!
Bir gün siz de yaşlı olacaksınız!

14 Temmuz 2022 Perşembe

Bu yüzden


Kalamadım, kalamazdım!
Sanki bir lâneti kuşanmış,
Korkmuş, yılmış gibi!
Belki de beddualı, kim bilir!
Bu saatten sonra, 
Artık istesem de
Bir kalbe sığamam!
Bir kalbe kalbimi açamam!
Bu yüzden yapayalnızım...
Bu yüzden ömürlük ayazdayım!

12 Temmuz 2022 Salı

Biz ölmeyiz de

hafakan!

Hangi ara ben bu yaşa geldim? 
Sahiplenemem, ruhum daha onyedisinde!
Zevk diyorsun, anda var!
Sonrası her şey bir hâyâl oluyor!
Yaşadıklarımız ne?
Giden ne, kalan ne?
Lezzet diyorsun, anda var!
Sonrası koca bir hâyâl..!
Sırlar içinde koca bir esrar!
Aklı yorma, bu işi iman halleder.
Babam, dedem, ninem diyorum!
Şahitleri, resimleri, eşyaları, mezarları olmasa, 
Akıl inanmam diyor!
Yaşadılar mı, var mıydılar, zorluyor!
Şimdi nerede toplandılar, cevap istiyor!
Ya rüyalar, hâyâllerle yarışan rüyalar!
Ne söyler, neyi anlatırlar!

Ey kimsesizlerin kimsesi Hazreti Allah!
Madem kıymet verdin, iman nasip ettin,
Buruşturup çöp kuyusuna atma!
Zakkumdan irinden tattırma!
Madem muhatap aldın, zayi eyleme!
Keremine ihsanına, zillete terk etme!
Bedenime inat genç kalmakta ısrar eden ruhumun canından tut!
Nefs ve şeytan iğvasından bizi koru!

Uzunca yaşadım, kısa ân gibi!
Koştuğum yollarım bitti mi?
Lezzet diyorsun, anda var!
Bu işte aklı aşan sırlar var!
Yaşanmış bir hâyâli ödüyorum! 
Ve günün sonunda, ölüyorum!



11 Temmuz 2022 Pazartesi

Garip bir hikâyeyim ben...


Garip bir hikâyeyim ben..!
Hem garip, hem yarım, hem de yaralı!
Herkes gibi olmak isterken,
Herkese hep uzak!
Yabancı, muhacir, acem, el...
Kendi içinin akvaryumunda,
Denizlerden korkak, ummana müptela!
Fikrim karne notumda mesela!
Konuşmayı unutmuş,
Hayatı baştan sona hep inziva!
İnsan kendisine de acımalı ara sıra!
İnsan kendisini de sevmeli, sıklıkla...
Dedim ya;
Garip bir hikâyeyim ben...
Kendi hikâyesinde, 
Kendi masalını okuyan,
Bir garip adam!

10 Temmuz 2022 Pazar

tercih!


Hep tersidir asl olan değil mi? 
Gece gece ezber bozucu olsun dedimdi... 

İnsan en güzel uzaktan sever...

Ne dünyevi anlaşmazlıklar, tartışmalar ne de cazibe sevgi-saygı kaybı riski vardır!

Uzaktan, lisanen konuşmadan, baştaki gözlerle görmeden, fiziken dokunmadan ama gönülce konuşarak, görerek, dokunarak seversin...

Eskitmeden, eskimeden; yıpratmadan, yıpranmadan, derinden, sahici, sürekli, güzelce...

Uzaktan sevmeye alışıp, kabullennce, içine azıcık melankoli serpersin, bir tutam hüzün, koca bir demet hasreti gözyaşlarıyla iyice yoğurur öylece gözlerini yâr rüyasına açarsın...

Uyumalıyım! Gözlerimi yâr için açma vakti geçmek üzere...

9 Temmuz 2022 Cumartesi

miras


Ne güzel bir sancı miras bıraktın sol yanıma..!
Doktor gelmesin, ilaç da istemem!
Ya sen ya hâyâlin dermandır yarama...

Bugün bayram!

Eski bayramlara benzemeyen bir bayram olacak yine!

Gençlerin (ze'sinin) ekserisi uykularından bayram namazına, babalarıyla gitmeyecekler!

Babalar, anneler de sesleyemeyecekler! 

Babalar ve anneler içlerinden üzülecekler!  

Babalar ve anneler eski bayramlara gözyaşı gönderecekler...

Babalar ve anneler...


Bugün bayram..! 
Kurbanı, mahiyetini, anlamını, mesajlarını gençlere çok iyi anlatabilmeliyiz, yoksa bu muhteşem bayrama bön bön bakan alık bir ze kuşağı, kelimenin en hafifiyle rakip gibi karşımızda...Belki de muarız!

Her şeyi yoktan var eden Allahın iradesine, hükmüne, yasalarına (şeriat) itiraz eden, dahası hadsizce baş kaldıran, bizim, bizden Müslüman sandığımız, deist-ateist gençler bunlar! Kurbana, oruca,tesettüre burun kıvırıp dudak büken, hatta alay eden, bir kayıp nesil! 

Onları suçlayamayız! 
Tüfenk icad oldu, mertlik bozuldu!
İnternet icad oldu, ahlâk ve salim düşünce yapımız bozuldu! 

Sen çocuğuna ne söylersen söyle, son sözü elindeki telefon söylüyor! 

Kaşları, saçları, bakışlarıyla değişik bir nesil! Z kuşağı zero mu gerçekten, yani sıfır! Bütün rakamları (güzellikleri) silinmiş, yeni yazılım yüklemesine müsait hale getirilmiş bir gençlik mi?

Onları ne ebeveynlerinin, ne öğretmenlerin ne eğitim sisteminin (dolayısıyla devletlerin) anladığını sanmıyorum! 
Onlarla içiçe ama farklı dünyalarda yaşıyoruz! 

Buraya nereden geldik? 
Bayram diyorduk! 
Nereye gitti Bayram..? 
Şaban sen gördün mü? 
Receb'e ivedilikle sormalısın!
Ama hocam birileri ineklik ediyor !


8 Temmuz 2022 Cuma

Neon ışıkları ve

Ruhuma bir keder isabet edince, bulunduğum yerden yükselirim. Yaşadığım bina küçülür ilkin...Sonra şehir, ülke, derken dünyayı masmavi, ekseninde dönerken izlerim. 

Aşağıdaki insanların büyük bir çoğunluğunun anlamsız basitlikler için tepiştiğini, çabaladığını dahası üzüldüklerini görür, şu koskoca evrende minnacık ve geçici şeyler olduklarını düşünür o kederimi onarırım. 

Bu aynı zamanda uçakla seyahatlerimin vazgeçilmez fikir gezintileridir.(Hep pencere kenarı istemişimdir.)

Ursula K.Leguin' de (Karanlığın Sol Eli) benzer hatta farklı şeyler düşünmüş olmalı:
"Gözlerimi yıldızlara diktim ve içine battığım çamuru göremedim."

Bazı insanlar battıkları çamuru (çirkin hayatı) yanlış gidişatı sürekli yıldızlara bakmaları sebebiyle bir türlü göremezler, ayılamazlar.

Oysa  neon ışıkları mezarda yoktur!


 

7 Temmuz 2022 Perşembe

boşluk

Önce bir boşluk hissi!
Kaybolmuş, kaybetmiş gibi..!
Hiç görmemiş, bilmemiş...
İstememiş,
Sevmemiş gibi..!
Kabullenilmeyen bir yenilgi mi?
Tevekküle kanat açıp, 
Ufukta kaybolmak belki...
Sonra ki zamanlar mı?
"Sonra" hiç olmaz aslında,
Ondan sonrası...
Onda, anda kalırsın...
İnsanlar bilinen zamanda, 
Sen, hep onda, anda yaşarsın...
Günlerin yeknesaklığı içinde,
Yaşıyormuş gibi,
Kürek mahkûmu olmuş ruhunla dertleşir,
Akan ırmaklarına teselli setler uydurursun...
O boşluk hissini sadece,
Islattığın şarkıların yankısıyla,
Kırık kaleminin gölgesine kaçarak
Bastırmaya çalıştıkça,
Boşluk daha da büyür...
Beslenir hüznünden...
Boşluk büyür, günler küçülür...
Hasret büyür, ömür küçülür...
Hasret büyür,
Büyür, kocaman olur boşluk... 


sen dersin

Sen dersin; bir gün daha yaşadık!
Ben derim; bir gün daha öldük!

bir kerecik

Vefasızlık ülkesinin azat kabul etmez divanesiyim. 
Bir kerecik vefa görsem, şu fanilikte yaşadım derdim...

zaman alsa da...


biraz zaman alsa da 

yine zaman anlatıyordu 

onlara; 

aşkı ararken, 

hüsran vadilerinde 

kanadının birini kaybetmiş 

ve yılların hançerlemesiyle

kaybetmiş bir adamın 

vazgeçmişliğinden 

kimseye bir hayır gelmeyeceğini..! 



6 Temmuz 2022 Çarşamba

En güzel yerinde!

En güzel yerinde bitti işte..!
Seni, ülkeni gezip tanımadan,
Yudum yudum tadıp, alışmadan!
Yolun sonuna varmadan, varamadan...
Hâyâl kırıklıklarına basıp, kanamadan,
Bir masal tadında, uzamadan...
En güzel yerinde bitti işte..!
En güzel yerinde...



varamadığımız


Aynı ruh iklimi bu,
yüzüp de karşı kıyıya varamadığımız...

5 Temmuz 2022 Salı

İtiraf ediyorum!

Yıllar önce inziva evimdeki içimin  tavan arasına kaçmalıydım..!
Geç anladım!
Gönülçelen çok önceleri prangaya 
Ve hatta sigaya çekilmeliydi! 
İtiraf ediyorum!
Suçun hepsi benim!
Sesimle, şiire benzerlerimle, şeytan tüyümle...
Bütün cinayetlerin sanığı benim! 
Belki de onlar haklıydı!
Bir nevi intikamdı, 
Gökkuşağı gibi görünüp kayboluşlarım!
Geç kaldım!
İtiraf ediyorum!
Suçun hepsi benim!
Şimdi ilk taşı en masumunuz atsın!


4 Temmuz 2022 Pazartesi

Tükenmişlik sendromu! /Mektuplar

"...Fakat son günlerde şiir paylaşmıyor yazmıyorsunuz..
Tükenmişlik sendromu mu desem ne desem..
Bi şey oldu size...
Güzel aşk şiirleri..
Gelmiyor..
Soğuttu bu kadınlar sizi🙃"

***

"Facebooku bıraktıktan sonra, daha çok vaktiniz olması hasebiyle yazılarınızda konu çeşitliliği ve kalite arttı üstadım, daim ola efendim."


"Aşk da bitti diyordu ya bir şair
Aşk bitti işte tam da öyle..." (A.Telli)

Ah evet, tüketti bu kadınlar beni mi demeliyim?  Beki de şairin dediği gibidir. Aşk bitmiş, gitmiş, hasreti kalmıştır!

Özgürüm şiir konusunda. 
Malum şair değil, müteşairim. İddiasız, kendimden kendime gönül eylemece... "Bir yudum teselli" 

Bugün mutlaka şiir yazmalıyım diye bir kaygıyı kendime vazife edinmem. O bilir geleceği demi ve zorlanmayı hiç sevmez. (Arada tebessüm eden emojileri hissediniz.)

Gördüğünüz gibi iki farklı mektup. Ne ilki üzer ne de ikincisi göklere çıkarır. 

Evet Facebook aşırı zaman çalan bir yer. Açıkcası yoruyordu da...

Her iki güzel mektuba da ayrı ayrı teşekkür ediyorum.  

Bu tür mektup ve teklifler de alıyorum! 
Böyle "etkinliklere"hiç vaktim/isteğim yok, zaten annem göndermiyor diyerek latife ile nazikçe teşekkür edeyim. 

***
Ve sürekli farklı mail adreslerinden usanmadan yazan biri daha var ki tebrik etmeliyim! Onları açmak ayrı bir kabiliyet olduğu gibi; başka başka biriymiş gibi rol yapmak apayrı bir meziyet!!!
Boşa çabalamayın cevabı gerektirecek konumda değilsiniz! 


3 Temmuz 2022 Pazar

bilirsin sen

Hep ya akşam olurken!
Ya da sabaha uyanırken!
Ha bir de gece kısa molalarda,
Gökyüzünde gözlerini ararken!
Hep aynı sancı!
Bilirsin sen..!

yeniden doğacaksın


Hayat, yaşadıkça ne çok şey öğretti de bir sensizliği öğretemedi! 
Şiire benzer şeylere musallat oldum!
Şarkılarla teselli bulup, avundum!
Ne kitabımın ne de Kentparkın içinden çıkıp bana koşmadın, koşamadın!
Her akşamüstü güneşi uğurlarken,
Gönlümün kapısını çalar hüzünlü gölgeler!
Sensizliğe sarılıp, sessizce ağladım!
Dualarca kalbin için yalvardığım,
Birbirinin kopyası günlerde tevekkül ağacına yaslandım...
Senden yana ümidimi hiç kaybetmedim.
Biliyorum, benim olmadığım bu dünyaya,
Sen, yeniden doğacaksın...

1 Temmuz 2022 Cuma

An gelecek 6


An gelecek, haberimiz gelmeyecek!
Ben sevdiğim şeyleri, meselâ yazmayı bırakacağım...
An gelecek, çorak toprak gibi zaman bize ürünümüzü vermeyecek...
Başkalarının yazdığı şiirlere toslayacağız...
Yangına körükle giden şarkılardan kaçacağız...
Aynaları hayatımızdan çıkaracağız...
An gelecek ama umut hiç gelmeyecek...


Bir kadına bakmak üzerine!

Anneme TV'de cuma sohbeti ararken, ismi bilinmedik bir kanalda bir erkek hoca ve karşısında genç ve güzel bir sunucu (spiker)... 

Dedim ki iki erkek karşılıklı bu sohbeti, programı yapamıyorlar mı da ille bir kadın, hem de dini programda(!)

Sonuçta birbirlerinin gözbebeklerinin içine bakıyorlar!
(Annem çok kızar, yabancıların birbirlerinin gözbebeklerine bakmalarına!) 
Şafilerde (ki hak mezheptir) kadının yüzü de avrettir, o sebeple peçe kullanırlar. Neyse derine detaya dalıp hocalık yapmayayım! 

Kadına bakmak deyimi ile şöyle dedim anneme, erkek sunucu yok mu dedikten sonra: 
"Mesela bu kadının çok güzel gözleri var! Mesela adam/hoca bu kadına dudaklarından da b'akabilir!"

Farklı bir açılım değil mi? 

Karşındaki kadına ne zaman ki aklından, karakterinden baktın, no problem! Sıkıntı yok! 
Sesinden de b'akabilirsin! 
Fiziksel dokunmak şart değil! 
Bir kadına dudaklarından, sesinden b'akıp, ruhunla dokunabilir, dokuyabilirsin..!

Bu noktada birilerinin "böyle insanın kalbi bozuk, sapıklık bu!"gibi içi boş itirazları insan gerçekliğine tamamiyle uzaktır! Kaldı ki erkek biyolojisi kadına meyilli, zaaf/sınav noktalarından olmak üzere yaratılmıştır. Aksini iddia etmek, eşyanın tabiatına aykırı olup, bilimsellikten de uzaktır.
Tabii bunu bendeniz gibi açık yüreklilikle, samimiyetle ifade edecek babayiğitler azdır! 

Sonuç olarak bir kadına bakmak üzerine aslında kitaplar yazılır ki yazılmıştır. 

Kadın hayattır. Hayatı doğurur!

Kadınına şehvet nazarından sarfı nazar ederek, ona ruhundan,  aklından, karakter ve kalitesinden bakan erkekler, ona hak ettiği gerçek değeri verebilirler ve böyle erkekler nefslerini belli ölçüde terbiye etmiş kişiliklerdir.

Bir aslanın bir ceylana baktığı gibi salt kadın, şehvet objesi gibi bakan erkekler, esasen "o erler ki" diye başlayan ayetteki erkeklerden olma liyakatini, ayrıcalığını hak edememiş, nefs zebunu mahluklardır. 

Erkek ya da kadın, karşı cinsi şehvetine araç, basamak gördüğü sürece insani değerleri, dostluğu, ruhu, kalbi ıskalamış demektir.

Bu açıdan kadına ya da hayata nereden ve neresinden baktığımız kendimize sürekli sormamız gereken turnusol kâğıdı olarak önümüzde durmaktadır.