Ruhuma bir keder isabet edince, bulunduğum yerden yükselirim. Yaşadığım bina küçülür ilkin...Sonra şehir, ülke, derken dünyayı masmavi, ekseninde dönerken izlerim.
Aşağıdaki insanların büyük bir çoğunluğunun anlamsız basitlikler için tepiştiğini, çabaladığını dahası üzüldüklerini görür, şu koskoca evrende minnacık ve geçici şeyler olduklarını düşünür o kederimi onarırım.
Bu aynı zamanda uçakla seyahatlerimin vazgeçilmez fikir gezintileridir.(Hep pencere kenarı istemişimdir.)
Ursula K.Leguin' de (Karanlığın Sol Eli) benzer hatta farklı şeyler düşünmüş olmalı:
"Gözlerimi yıldızlara diktim ve içine battığım çamuru göremedim."
Bazı insanlar battıkları çamuru (çirkin hayatı) yanlış gidişatı sürekli yıldızlara bakmaları sebebiyle bir türlü göremezler, ayılamazlar.
Oysa neon ışıkları mezarda yoktur!