28 Mayıs 2025 Çarşamba

Tut ki / Mektupla gelen

"Tut ki imkansızdı…
Tut ki hiç sevmedin beni.
Oysa ben, her sabah seni düşünerek uyanmayı, her gece gözlerinde kaybolmayı seçtim.
Seninle hiç yaşanmamış anılara tutunarak, olmayan bir “biz”i sevdim ben.

Belki senin için bir hiçtim.
Ama ben, senin için her şey olabileceğime inanmıştım.
Tut ki yanıldım…
Tut ki kalbim gereksizce çarptı senin adına.

Yine de iyi ki geçti hayatımdan adın.
Çünkü sevmek, bazen sadece uzaktan bakabilmekti.
Ve ben seni hep oradan sevdim — ulaşamadığım yerden…

Alıntı "

*
Bu enfes şiiri gönderen sevgili okuruma teşekkür ediyorum. Ulaşmak/kavuşmak sevmenin/ sevilmenin şartı değil, bunu biliyoruz. Acı verse de bu böyle... 


Çarşıyı biraz karıştıtan "Ey Şair"e gelince, o da ulaşamadan soyuta razı, tıpkı benim Rüveyda'ya melankolik sevdam gibi, soyuttan besleniyoruz... En azından kalplerimizin çölleşmesine izin vermiyoruz... Kendisine emeğine kalemine teşekkürler... 


Bu da nereden çıktı, burada eskisi kadar aktif değilmişim, yoksa evlenmiş miyim... Koyun can derdinde... Tövbe tövbe... Bunca kederimin içinde bloğumu ihmal etmemeye çabalıyorum. Yapamazsam sizleri yazanlar ile buluşturuyorum. 

*

"Bayramda Kent parka gelsem... " Annem yazış ama görüşme demişti. 
Üzgünüm blog formatında bu yok...