3 Ocak 2015 Cumartesi
Bir de dinci olmasa..!
Bazı kadınlar, bazı adamlar için :
''Çok romantik,şair ruhlu,ince,kadın ruhundan anlıyor, ama...şu dinci yanı yüzünden...'' diye devam eden yorumlar yaparlar.
''Dinci yanı, dinci olmasa, dindar..!''
Dinci denilen, dindar; yani Allah ve Peygamberini, elinden geldiğince hayatının merkezine alan biri, ehl-i sünnet inancında yani, şu bildiğimiz 4 hak mezhepten birinin fıkhına bağlı bir inanç içinde, aşırı uçlardan, yozluktan uzak,dünyayı hikmetleriyle kavrayan biri ise, böyle bir adam(ya da kadın) bulunmaz nimettir.
Böyle bir beyle hayatını birleştiren bir kadın:
1- O romantik adamla, sıkılmadan dinini mümkün olduğunca yaşayarak, ahirette azaptan kurtulma ümidi içinde ömür sermayesini tüketir.
2- Hem bu dünyası renkli ve eğlenceli geçer, hem de Allah'ın hudutlarını aşmadan ibadet zevkini eşiyle yaşamanın huzuruna erer.
3- ''Yarın ölecekmiş gibi ahiret için, hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya'' prensibi ile nefes alarak, ''ölçüler''in mihenginde, iki kanatlı kuş gibi, Müslüman olmanın içini doldurmuş olarak, vicdani rahatlıkla başını yastığa,kendisine şefkatle bakarak ''Allah rahatlık versin canım'' diyen buse ile gözlerini uykuya kapatır.
4- Sabah ezanlarına ölü olmaktan kurtulup, pencereyi açarak tertemiz hava ile odasına ve ruhuna ezan doldurup, eşinin ardında sabah namazını kılmanın o erişilmez zevkine erer.
5- Sinema,tiyatro,birlikte alış-veriş ve yürüyüşler hep ''iki namaz arası'' planlanarak, kulluk bilinci ile, bu dünya nimetleri ortaklaşa değerlendirildiğinden, dindar olmayanlardan eksik (!) kalınmaz ama, ''güzel olsun ölümüm'' diye de, Yaratan'ın Rızası asla gözardı edilmeden akıllı bir eş tercihi her geçen gün haklılığa muştu olur.
Kısacası, o çok korkulan ''dinci'' kelimesinin aslında kimleri kapsadığı; din, gerçek anlamda yaşanmaya başladığı zaman idrak edilmiş olur. Ölüm eskisi gibi itici ve korkunç gelmez. Manevi zenginlikle dolan ruh, ''işte bu '' diyerek Allah'a şükürde acziyetle her an secdede saadete erer.