17 Haziran 2015 Çarşamba

İstanbul gibisin...


İstanbul gibisin, baktığımda gördüğüm karmaşık bir kalabalık,
Oysa senin bir de herkese göstermediğin bir yüzün var, çocuksu,nazlı,şımarık...

İnsanlardan yorgun, kendinden bıkkın gibisin.
Bıraksalar ölecek gibisin !

Kızkulesi gibi bir başına ve sevmişsin de bu yalnızlığı galiba.
Nasıl anladın deme, gözlerinin altına yuva yapmış hüzünlerden belli.

İstanbul gibisin, bıraksalar öleceksin...

Amaçlarının, ideallerinin sonuna varınca insan,
Sıkılmaya başlıyor şu kahrı çekilmez dünyadan.

İstanbul gibisin, aşk kokuyorsun her nefeste,
Her ne kadar sen bunu gizlesen de...
Yanıyorsun,arıyorsun,aldanıyorsun,savruluyorsun.
İstanbul gibi, yorgun uyuyorsun;uyuyamıyorsun.

Saatlerce dalga seslerinde,Kızkulesinin dibinde,
Ay ışığının gölgesinde,sevmelerin hapsinde,
Kendinden yorgun,kendinden ümitsiz gibisin.

Aslında sen aşkla yoğrulmuş,aşka adanmış ve
Bulamadığı, aşka dokunamadığı için,vazgeçmişin tekisin !

İstanbul gibisin,
Bıraksalar yeniden sevecek gibisin...