5 Haziran 2015 Cuma

Ataşehir Mimar Sinan Camii'ndeydim


Geç kalmış ziyaretlerimden birisini de İstanbul-Ataşehir Mimar Sinan Camiine yapmak nasip oldu.

Osmanlı'dan sonra, Osmanlı gibi cami yapılabileceğini bizlere gösterenlere duacıyız. Bu, Türk'ün kendisine yeniden güveni,silkinişi,dirilişidir.


 Karşımda sanki selatin camilerinden bir cami vardı. Muhteşem kubbesi,içinde çarşısı ve dükkanları, kapalı otoparkı, bahçesine serpiştirilmiş kamelyaları, çocuklar için oyun parklarıyla neredeyse kusursuz bir mimari vardı.Ismek kursiyerlerinin sergileri de bahsi diğerdi.

Burada beni en çok etkileyen ise, cami girişindeki kitabe oldu. Kitabenin karşısında dondum kaldım.
Bir kaç kez okudum. Bu kadar mı güzel bir hitap ve teşekkür edilirdi o koca Mimar Sinan'a...

''Mimar Sinan'ın Ruhuna İthaf'' adlı bir kitabede Erdoğan, Sinan'a şöyle sesleniyor:

''Osmanlı coğrafyasının dört bir bucağına taş ile topraktan şiirler yazan Sinan... 

Sen şair olsaydın, divanında Selimiye tevhid, Süleymaniye münacaat, Şehzade Camisi de naat olurdu. 

Dizi dizi köprüler, imaretler, türbeler, sebiller ise büyük şiirlerin içinde küçük mısralar olarak kalırdı. Her biri şiir kadar güzel 84 cami, 52 mescid, 57 medrese, 22 türbe, 7 darül-kurra, 17 imaret, 3 darüşşifa, 5 su yolu ve kemeri, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 48 hamam, 8 mahzen... 92 yıllık fani bir ömürden gökkubbede baki kalan tam 365 eser... 

Usta Sinan! 

Sen inşa etmeseydin estetik anlayışımız nakıs kalırdı... 

Sen yapmasaydın nakkaşlarımız, müzehhiblerimiz, hattatlarımız, hakkaklarımız bu kadar mahir olmazdı...

Sinan Usta! Sen ki eserlerinle bir milletin ve medeniyetin görkemli yüzünü dünyaya gösterdin, tarihe nakşettin, sana teşekkür için kelimeler kifayetsiz kalır. Şükran ve minnettarlığımızın nişanesi olarak ancak yaptığımız eserlere adını verebiliyoruz.

Bu ad, hayırseverlerinden dernek yöneticilerine, müteahhidinden işçisine, mimarından müzehhibine, imamından cemaatine bütün torunlarının yüksek huzurunda sana saygılarını ve muhabbetlerini gösterebilmeleri içindir.

Seni sevdiğimizi bil diye...

Bu topraklara nakşettiğin sebillerden akan su gibi aziz ol...''