''- Ey Allah'ın Resulü, Allah'ın rızasını arzu eden ve Allah'ın rızasını arzu etmeyen kimselere, Allah'ın koyduğu alamet,(nişan,iz, belirti) nedir?'' Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem) cevaben :
''- Ey Zeyd sen nasıl sabahladın?'' buyurdular. Muazzez sahabi de şu cevabı verir :
''Hayrı (iyilikleri) ve hayır ehlini (iyi, salih insanları) seviyorum. Hayır yapmaya muktedir isem koşuyorum, yapamayıp, o hayrı elimden kaçırdığım zaman da üzülüyorum ve o hayra karşı şevkim daha da artıyor.'' bunu üzerine Sevgilimiz (sallallahü aleyhi vesellem) :
''- İşte bu söylediklerin, Allah'ın rızasını arayanlara, Allah'ın koyduğu alamettir.'' (hadis metni az daha devam ediyor.)
Açıklama kısmında ''Allah'ın bir kula takva elbisesi giydirmesinden...'' bahsedilmiş.
Nasıl bir şey acaba bu ''takva elbisesi'' çoğumuzun belki daha önce adını bile duymadığı elbise..!
Nasıl bir şey acaba bu ''takva elbisesi'' çoğumuzun belki daha önce adını bile duymadığı elbise..!
Okul sıralarında, resim,müzik gibi kolay bir sıradaydı ''hal ve gidiş'' notu...Büyüyünce anladık ki, (anladık mı sahiden ?) hayat boyu en önemli not olarak kalacak ve önemsenmediğinde, insanı Allah'ın rızasından, dolayısıyla cennetinden mahrum edecek bir notmuş !
Aslında yazımın burasında, ''başka sözüm yok Hakim bey!'' desem yeridir. Çünkü yukarıda, o kadar çok şey söylenmiş oldu ki, artık susup tefekkür zamanı.
Kendime baktığım zaman, iyi şeyler yapmak, her zaman mutlu etmiştir ruhumu. Günah kategorisine giren her şey,eylem,arzulu iç geçiriş de çok üzmüştür varlığımı.
Zaten bu Müslüman olmanın vasıflarından ve ümitvar olmaya sebep. Yeter mi, elbette yetmez.
Niyetin, eylemden daha öncelikle ve önemli oluş bilgisinden sonra, ''herkes için çalıştığının karşılığı vardır.'' ayetinin klavuzluğunda, ''herkes yarın için önden ne gönderdiğine baksın!'' ilahi ikazı ile hiç değilse kalan ömrümüzü, geçen kısmından hayırlı,bereketli kılmak adına daha ciddi çaba içinde olamazsak, imanımızı da sorgulamamız gerekecektir.
Zaten bu Müslüman olmanın vasıflarından ve ümitvar olmaya sebep. Yeter mi, elbette yetmez.
Niyetin, eylemden daha öncelikle ve önemli oluş bilgisinden sonra, ''herkes için çalıştığının karşılığı vardır.'' ayetinin klavuzluğunda, ''herkes yarın için önden ne gönderdiğine baksın!'' ilahi ikazı ile hiç değilse kalan ömrümüzü, geçen kısmından hayırlı,bereketli kılmak adına daha ciddi çaba içinde olamazsak, imanımızı da sorgulamamız gerekecektir.