Can Murat, Canım Muradım
Nasıl mutlu oldum bilemezsin bir mektubuna daha kavuşmaktan.
Aldığım her nefese şükür ettiğim gibi şükrettim..Zira mektupların bana
Rabbimin bir çeşit nefes bahşedişidir.
Yokluğunda çok ıssız ve sesiz kalıyorum;hayalinle avunuyor, yeni hayallerle teselli arıyorum.
Hatırlar mısın yüzüne bakmaya çekinir utanırdım. Oysa ki yüzünde gördüğüm nuru
seyre dalıp, doya doya bakmayı, gözlerinin içindeki denize dalmayı ne çok istemişimdir...
Ah bu çekingenliğim!..
Şimdi gelsen, göz kapaklarıma yasak koyarım kırpmasın,
senden başka bir yöne bakmasın diye gözlerim...
Ah Murad'ım!
Secdelerde dua dua yalvardığım!
Seccademin hep ıslak kalan yanı...
Kendimden köşe bucak kaçıp sana vardığım,cennetime yol olan sevdiğim...
Duydum ki, gamzeme gömülmek istemişsin,üzüldüm!
Gamzem sana mezar değil çiçek çiçek açan yuva olur.
Küçücük gamzelerim sana açan kocaman bir dünya olur.
Sabahları gün aydın'ım,
Soframda aşım,
Evimde yiğidim,
Odamda sırdaşım,
Ömrüm ömrün olur, ne olur bir daha mezar deme,benden önce!..
Hangi dilde yazmak istesem yine de yazamıyorum,
Hiçbir alfabe yetmiyor bendeki seni yazmaya, özlemini anlatmaya...
Özlem demişken şımarmayı özledim sana.
Çocuk olup,saçlarımı örüp omzumdan aşağı, şımarıp şımarıp dizlerine oturmayı...
İçindeki çocuğu ortaya çıkarıp,ne güzel oynardık oysa...
O koca çocuk şakacıktan küserdi,barışmak için yalvarmamı isterdi de seve seve yalvarırdım sana.
Çünkü bile bile küsüp barışmalarımızı da severdik.
Ben o çocuğu çok seviyorum...
Murat'ım hasretim,
Yüzünün nurundan sevdiğim,
Ne yazsam doyamıyorum sana.
Mektubumu yasemin kokularıyla süsleyip kısa tutmak istemiştim.
Zira biraz rahatsızım. doktorlar ilaç veriyorlar bilmiyorlar ki, benim ilacım sensin,
senden gelecek bir çift güzel söz, bir mektup bir tebessüm...
Dilerim selamın mektupların, sâlâmdan önce gelir de şifa bulurum!
Bu sözlerime hem kızdın hem üzüldün biliyorum.
Tamam sustum.
Hasretle öpüyorum
Ellerinden
Gözlerinden
Yüzündeki nurdan.
Seni her an özleyen Rüveyda'n...