Evden çıktı.
Çarşı merkezine yaklaşırken, bir arabanın içinden yere düşecek gibi başını ve bir kolunu çıkarıp haykıran şoförün narası ile irkildi :
- Bir inersem, komaya sokarım seni, bir inersem komaya sokarım seni !
Ağzından saçılan tükrükler sigarasının dumanına karışıyordu. Bu ne öfke, kim bilir ne basit bir trafik kuralı ihlali ya da aksine haykıran adam kendisine öncelik ve saygı (!) beklentisi karşılanmadığı için böyleydi diye iç geçirdi.
Bindiği dolmuşta benzer şey, şoför bir başka araca saydırıyordu !
Dolmuştan indi, kırmızı ışıkta beklerken bir grup yaşlıca kadının, genç bir kadınla çekişmelerine şahit oldu. Dalgındı, olayın başını kaçırmıştı, kim kime neden çıkışıyordu bilemedi, bilmek de istemezdi. Genç kadın yeşil yanında önden depara kalktı, berikiler arkasından saydırıyorlardı ! Genç kadın da arada sinirli bir gülüşle kısa cevaplar veriyordu, geriye bakmadan. Adam genç kadına siz uymayın onlara, yaşlılar dedi. Ve ekledi : Kaşlarınızı çattığınız anları çekin, çok yakışıyor size !
Kadının siniri, üzüntüsü dağılmıştı. Teşekkür etti. Adam cevap vermedi. İkisi de kendi dünyalarına yürüyüp gittiler.
Adam elinde çocuğu ile yürürken karısı elinde sigara, arkadan sinirli sinirli sesleniyordu : '' O kadar da söyledim sana!'' Adam duymaz gibi yürümeye devam ederken iki genç çıktı kapıdan, biri diğerine cevap verdi: ''Ben bekarım no problem!''