Annem haklıydı!
Bilinçli bir aptaldım!
İçimde bir çocuk saklardım.
Çok çabuk kanardım!
Annem anlardı!
İçimde bin acı saplıydı!
Yine de akıllanmazdım!
Sonra gönlümde ağlardım!
*
Maille sormayın diye not düşeyim: ''Bilinçli aptal'' nasıl oluyor diyenler çıkabilir.
Bir kaç türü var efendim, bu saatte aklıma geleni ise; karşınızdakinin ne yapacağını önceden bildiğiniz halde, ona emek, zaman, sevgi, ilgi sunmaktır.
Verirsiniz neyiniz varsa... Sonra o, bir çırpıda hepsini heba eder, yerle yeksan!
Siz de ''şey'' gibi kalır, ''Hak ettim!'' dersiniz...
Bir yalana herkes kanabilir. Bin yalana hiç kimse!
Oysa insan bir kere aldanabilir.
Aynı şeylere yine kanmak, ''aşırı ve yersiz merhametten maraz doğar'' ile kayıtlanmış hâldir.
Siz, siz olun denenmiş şeylerin kötülerini, sizi üzenlerini tekrar denemeyin!
Beyninizin sağ tarafı, duygusal ''temporal lob''mu her ne karın ağrısı yok kalp ağrısıysa o kısmı çok fazla ya da sürekli kullananlardan olmayın. Elbette tamamen sol kısmı kullanın da demiyorum ama teraziniz mantığı kullanan tarafa daha yakın olsun yine de...
Yoksa, şarkıda geçtiği gibi: ''Kendine kalıyor insan eninde sonunda...'' (Candan Erçetin)