25 Ağustos 2019 Pazar
Bir alışmak dedim, bin alışmak dedi!
Alışmak,
Hayatı ucuza getirmek midir?
Hiç düşündün mü niçindir yaşamak?
Alışmak için mi?
Kan ve can vergisine mükellef olduğumuz
Çifte kapılı bedesten midir hayat?
Aşka aşina,
Alışkanlığa unutkan varlığımızı
Mutlu kılmak uğruna
Kaç yalan, kaç riyâ borçluyuz şu hayata?
***
Alışmak,
Hayatı ucuza getirmek için midir?
Düzen,
Varlığımı yoklukla tazeleyen
Gözlerinin derinliğinde
Çektiğim cevr-ü cefaya alışmaklığım büsbütün aşktır.
Alışılmış a canım , alışılmış
Çoktan murad alınmış.
Alışkanlığım olmuş hasret.
***
Tüm alışkanlıklarımız...
Yastığımız, yatağımız, zincirimiz meselâ...
Taş duvar bir yüreğe ebrû zarifliğinde atılmış titrek imzamız...
Ten yarası öykünedursun gönül yaramız...
Hatır-ı ağyâra çoktan alışmış devrânımız...
(Bütün alışkanlıklarının altını çiziyorum.)
***
Üç nokta...
Kaç alışkın olunan cümle/anlam değerinde?
Kelimelerden çoğalan bir ürperti belki!
Ben başımı çevirmişken
Dünyanın gürültüsüne...
"Yok" dediğim alışkanlığım bile
Göğsünde uyurken sönen kainat kandillerinin
Güneşe sessizliği ve yanıtsızlığı gibi...
Üç nokta...
***
Munis bir davet ,
Mağrur bir hayat ,
Bir düş istedim !
Vaktinde gelmedin.
Mehtaba karışan
ketum gölgenin izi bile kalmadı bana.
Gücenmiş bir hayattan başka
Ardından hangi şiirleri şarkıları mırıldanayım sana?
Rüveyda'ya Mektuplar serisi bitince, sizlerden gelen şiirleri noktalayalım dediğimde, belki bazılarınızı kırmış olabilirim! Bu kararım sebepsiz değildi, şahsıma yazılmış gibi algılanıp, farklı kıskanç sorgulamalar vesaire...
Yukarıda uzun aradan sonra, sizden gelenler etiketli bir yayın.
Bunun dışında bugün ''6 gün kaldı'' mailine cevap verdiğim gibi, evet kitap basıma sevk edildi ama basım sırasını bekleyecek, ille 1 Eylül şeklinde bir şart ve açıklamamız olmadı, inşallah eylül ayı içinde elimizde olacak. Bu arada minik biir sır vereyim; İsmail Bey kitabın sonuna enfes ve hiç aklıma gelmeyen bir dizayn ekledi. Kitabı elimden imzalı almış gibi de sayabilirsiniz kendinizi :)