Zamanın sırtında kervanlar gibi
İçimde göçler taşıdığımı,
Ne yana dönsem yıkılan evler bırakacağımı.
Bilmezdim,
Bir ırmağın, doğarken bile
Kendi yatağını inkâr ettiğini.
Çocukken,
Bir yabancının ayakkabısına baka baka
Kendime yeni şehirler uydururdum.
Yükselirdim uzun topuklarında,
Büyük insan olurdum.
Ne zaman rüzgar esse,
Dünyanın başka başka dillerinde
Öz adımı unuturdum.
Gözlerim –
Hiçbir manzaraya sadık kalmayan,
Issız bir ülkenin hudut bekçisi.
Ne suyu tanıdı, ne taşı;
Ne bir annenin, ne bir dostun bakışını
Bilir sandım.
Oysa gözler,
İçine doğmadığı hiçbir resmi
Gerçekten göremezmiş.
Şimdi biliyorum:
Dünya — Allah’ın kudretiyle var olmuş bir soluk,
Sonra, hiçliğin bile hatırlamadığı bir iz.
İzde giz, izde mânâ...
Bir aziz, bir gün şunları fısıldadı içime:
"İnsan doğarken
Çırılçıplak bir nehir gibidir;
Kolları yoktur saracak,
Ayakları yoktur kaçacak,
Sesi yoktur çağıracak."
Ve bir günahkâr ekledi ardından:
"İnsan büyürken
Her kayadan bir yara,
Her köprüden bir utanç devşirir.
Çünkü en büyük harita,
İnsanın kendi ayak izidir."
Ben,
Nehrin hangi koluna aktığımı bilmeden
Koştum.
Suyu bulanık, toprağı yaralı,
Gökyüzü yırtık bir hayal kırıklığı gibi.
Yakub (aleyhisselâm)'ın
Evlat hasretiyle, bizimse günahlardan gözlerimiz ağardı;
Ve hiçbir gözyaşı,
Allah’ın ilminden gizli akmadı.
Tarık bin Ziyad gibi,
Çok gemilerimi yaktım ardımda;
Dönüşsüz bir yolculuğa çıktım.
Her adımda,
Mükerrem kılınmış insanı unuttuğum anlarda,
Bir su damlasında nimet,
Bir lotus çiçeğinde Züleyha’nın asaleti
Hatırlattı bana kim olduğumu.
Nemrut'un mancınıkla savurduğu İbrahim'i
Öğrendim;
Ateşin ve suyun,
Ancak Allah'ın emriyle yanıp serinlediğini.
Bazen,
Eski bir binanın yıkık bacasında,
Bazen,
Terk edilmiş bir istasyonun sessizliğinde,
Bazen,
Üzerinden uçan bir şahanın kanadında
Kendimi bulacak sandım.
Oysa insan,
Bir kere bile kendi gözünden bakamaz kendine.
Ve şimdi biliyorum:
Nehrin de, köprünün de, toprağın da, aynanın da
Saklayacak bir yeri kalmamış.
Çünkü gözler
Görmüyor.
Kalp biliyor.
Ruh kavrıyor.
Ve insan,
Hep biraz aziz,
Hep biraz günahkâr,
Hep biraz yabancı
Kalarak yürüyor sonsuzluğa.
Kanarya Banu Dağ