Toplumların, tarihlerinden, dinlerinden, örflerinden gelen kültürleri, anlayış,anlam ve diyalektiği vardır.
Yargılamalar da bu kaynaklardan neşet eder.
Toplumu "özgürlük" mazereti/ maskesiyle yok sayarak yaşamanın tehlikeli noktası; onlardan her şekilde ayrışmak, ayrılmak şeklinde tebarüz eder.
Magandalıklar, serserilikler, aşırılıklar, dinsiz akımlar, kanunsuzluklar, günahlar...vb. bu eşik aşıldıktan sonra başlıyor ya da kolaylaşıp, sıradanlaşıyor. Buna sosyolojide toplumsal anarşi/ kargaşa diyoruz. "Tehlikeli özgürlük"işte tam da bu...
Ahlaki değerlerde yozlaşma, utanma duygusunu kaybetme...say da say...
Sanal medyada bizlere pompalanan hedonist anlayış... Nefsinin her istediğini yap, hayvani derekede yaşa ve adına hazlar dünyasında özgür yaşam de!
Yasaklı maddelerden hırsızlığa, yolsuzluğa, yosmalığa giden zavallı bir yol...
Özgürlük olarak nitelenen şeyse, ruhun egoya yani nefse esareti...