Özlemeyi, şiddetini azaltarak, başetmesi kolay bir formülle izah ederek, çaresizlik ufkunda kanat çırpıp, yorgun ve umutsuz yere yığılmayacak bir formül...
Etken maddeleri bir bir ele alıp, etkisiz kılacak antitezlerle, özlemeye meydan okumaya hazırlanıyorum.
Gitmiş; kim gitmiyor ki hikâyenin bir yerinde... Her şeyin bir vadesi ömrü yok mu! O an bu andı işte... Eninde sonunda olacaktı, biliyordun...
Göresin, sesini duyasın, sarılasın var. Hem de burcu burcu, buram buram... Böyle ifadeleri değil dillendirmek, içinden bile söylemek yok. O gitti, ben de normal yaşamıma döndüm, formül böyle, etken madde..
Birlikteliklerin de her şey gibi bir ömrü var ve bu, madem her canlı için geçerli kural, özlemeyi de her gelen günle azaltarak normal hayatın devamına imkân sağlayarak kendi kul hakkına da riayet etmiş oluyorsun.
Özlemeyi şarkı ve şiirlerle canlı tutmazsak, ateşini harlamazsak işimiz kolaylaşacaktır.
Kesin olan bir şey var; edebiyat ve melodi perhiz bozucu virüsler.
Önce onlardan başlamadığın sürece...