Gönlünde Keder Sancısı,
Geceleri Sanki Kış,
Gündüzleri İse Sonbahar...
Hüzün Onun Adı,
Gözlerinde Başlayıp,
Dudak Kıvrımlarında Son Bulan...
Bir Kuş Çırpınır Göğsünün Tam Ortasında...
Gülse de Yüzü,
Yüreği Hep Ağlar...
Gözlerinden İnce Bir Hüzün Yağar…
Ne Doğan Güneşe Hükmü Geçer,
Ne Zifiri Geceye Sözü....
Siz Onun Akşamlarını Bilmezsiniz;
İçindeki Şiirler Vurulur,
Yağmurlar Yalnız Onu Islatır...
Güneş Batıp,
Kuşlar Uçarken Yuvalarına,
O Karışmış Duygularıyla,
Sessiz Yürür Gecenin Kapısına...
Zifiri Bir Karanlık Kapladığnda Gökyüzünü,
Ağır Bir Zindan Yalnızlığı Çöker Tüm Zamanlarına...
Dipsiz Zamanların Bitimsiz Saatlerinde,
Yitik Düşler Sokağında Yürür...
Bazen Bir Mum Alevinin Işığında Gecelerce Taşır Yalnızlığı,
Bezen Küçücük Ümitlerini Yükler Meltem Rüzgarlarına...
Kimi Zaman da Anılara Süzülür Usulca...
Onun Gecelerinin Olmaz Sabahı...
Karanlığa Yol Alır;
Çaresiz,
Yorgun,
Yılgın...
Nereye Dönse Çıkmaz Sokak,
Kendi Zindanında Mahkum...
Kimseler Görmez,
Bilmez,
İşitmez Yüreğinin Feryadını...
Kimse Bilmez,
Bilemez Kahkahalarında Çırpınan Kırgınlıklarını...
Her Kahkahasında Binlerce Kırgınlığın Çırpınıp,
Hüzünlerin Çağladığını...
Kimseler Hissetmez Yüreğinin Gözyaşlarını,
Yüreğinin Darağacında Can Vermiş Nice Umutlarını,
Heybesinde Birikmiş Acılarını...
İnsan Topluluğu İçerisinde Gurbette Kalmış Gibi...
Bir Başıma Yalnızlığıyla Sohbette Sanki...
Duyguları Sahipsiz,
Acıları Tarifsiz...
Umutsuzluklara Esir Yüreği,
Vurgun Yemiş Düşleri...
Saçlarını Ağartmış Hayalleri,
Nemlenmiş Kirpikleri...
Her Şey Susmuş;
Dudağında ki Şarkılar,
Dilinde ki Şiirler...
Dünya Islak Bir Yorgan Onun İçin;
Bir Türlü Isınamadığı...
Onun İçin Yaşamak;
İnce Bir Çizgi Üstünde Yürür Gibi...
Denizin Orta Yerinde Kalmak Gibi...
Ölüme Her An Biraz Daha Yaklaşıp,
Onu Biraz Daha Kucaklamak Gibi...
Oysa Ne Çok Hayalleri Vardı Kalbine Sığdıramadığı,
Gönlünün En Ücra Köşelerinde Sakladığı...
Küçücük İsteklerdi,
Olsun Diye Umutlandığı...
Olmadı,
Hayaller Yaşamına Sığmadı...
Aslında Çok Şey İstememişti,
Tek İstediği Sadece Bir Yudum Sevgi İdi...