23 Nisan 2017 Pazar

Sarmaşık Gülleri


Ne zaman güllere baksam, ötelere kanatlanmak gelir içimden.
Her gül sanki bir durak gibidir öteler yolculuğunda.
Bir bir o güllere basan ruhumun ayakları, gül yaprağından daha narin,
kelebek kanadından daha zayıf olarak tırmanır mânâ merdiveninden.
Sarmaşık güllere bakınca, ben bir uzun yolculuğu hayal ederim.
Basamak basamak çıkılan ve sonsuzluğa uzayan ebedi yolculuğu.
Bir çubuğa bağlanmış bu güller, içimizdeki duyguları ne güzel yansıtır.
Onların ebed iklimine kavuşma arzusunu nasıl da dışa vurur.

Sarmaşık, karışık ömür yolculuğunu ve onun girift hallerini
ve bazen çözülmez zannedilen bilmeceye benzer zorluklarını hatırlatır bizlere.
Onda açan güller ise
"Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır" ayetini fısıldıyormuşçasına,
bizlere yer yer tebessüm ederek çözümleri söyler, kolaylıkları takdim eder,
acıların sonunda ferahlama zirveleri olduğunu haturlatır.

Yıldızları, samanyollarını düşünürüm ben bu gülleri görünce…
Öbek öbek yeşil yaprakları arasında, firuze dallar içinde tebessüm eden yıldızlar gül tomurcuklarını seyrederken..
Sarmaşık gülleri, içimizdeki duyguları da dışa vurdurur bir anda.
Karmakarışık duygularımızın,
çözülmez zannedilen en girift hislerimizin bir anda şifreleri bulunur.
Ve ruh fidanımız tomurcuk vermeye başlar.

Hüzün, çanak yaprak gibi sarmıştır tomurcuğun taç yaprağını;
ama o,yarılır ve taç yapraklar önce birbirine sımsıkı bir şekilde sarınmış olarak çıkar ortaya..
Sonra tebessüm ederler gün gibi, güneş gibi çevreye..
Sarmaşık gülleri, bana bir de annemi hatırlatır.
Bizim için çile çekmiş ve ızdıraba yudum yudum içmiş annemi.
Saçlarına karlar yağan bu kadın, tıpkı bu çiçeğin girift dalları gibi,
birbiri içine girmiş yaprakları ve budakları gibi, sancılı bir hayat yaşamıştır.
Nice fırtınaya ve tayfunlara maruz kalmıştır;
ama bir türlü merhametle açılmaktan ve tebessüm etmekten uzak kalmamıştır.
Hep cömert olmuştur, hep iyilik meleği gibi çevresine sevgiyi ve hoşgörüyü yapmıştır.

Bir de Peygamberler Peygamberi’ni hatırlatır bana sarmaşık gülleri.
Mekke dönemini, Medine dönemini, Taif’i hatırlatır.
Izdırabı yudum yudum içmiş bu mânâ yolcusunun,insana dikenli tarlalar arasından gülleri nasıl takdim ettiğini tedai ettirir.
Izdırap ve acı yüklü bir ömrün tomurcuklarını,
hak ve hakikatin tohumlarını gönüllere ekişini,
dal dal budak budak cennet soluklamasını çağrıştırır.

Sarmaşık gülleri, ötelere yolculuğu ve Hakk’a ulaşmayı da hatırlatır insana.
İnsanlığın, mana yolcularının, öbek öbek yollara düşüşünü
ve göklere doğru ilerleyişini tablolaştırır.

Sevgi ve muhabbet çiçekleridir sarmaşık gülleri.
Dört mevsimin dördünde de açar. Onların çiçekleri asla dallardan eksilmez.
Yeşil yapraklar üstünde, kırmızı tebessümler asla yok olmaz..

Ben asıl, tevazu yüklü gönüllere benzettiğim için severim sarmaşık güllerini.
Eğilirler aşağılara kadar. Gül verdiği halde,
boynu dik olması gerektiğini bildiği halde eğilmesini bilen,
hoşgörü ve sevgi insanlarına benzetirim onları.

Zafer anında devesinin üzerinde iki büklüm olmuş,
"Bütün zafer ve fetihler Hak ve hakikatindir" der gibi duran ümit yolcusu
Nebi’nin halini sezerim onların duruşunda.
İşte en çok sarmaşık güllerini sevişimin sebebi,
Gül-ü Muhammed’i görür gibi oluşumdandır.(Allahümme salli ala seyyidina Muhammed)
O’nun terinin kokusunu onların yapraklarında burcu burcu koklayışımdandır.

Çileli ömür yolculuğu sonunda, başı göğe eren
ve Mirâc tacıyla mükafatlandırılan bu ulu yolcunun gölgesinin gölgesini,
bu güllerde gördüğümden veya temaşa ettiğimdendir.

Sarmaşık gülleri, Gül-ü Muhammedi’ye bir basamaktır, bir uzanıştır.
O’na ermek ve ulaşmak için remizdir.
Ben bu gülleri onun için severim.
Ve her zaman hayranlıkla ve ibretle onları seyrederim...

Mehmet Erdoğan

[Kutlu doğum münasebetiyle...]