14 Aralık 2019 Cumartesi

Ey Şair! [1]



Kağıdın güzelliğini görünce duramadım yine yazıyorum, bu kez ki şiir olmayacak sanki, şiir gibi insana ufak bir metin.

Ey Şair!
Şiirden çok farklı sözleriniz. O sesinizdeki büyüyü söylemiyorum bile. Samimiyetiniz zaten apaçık ortada. Bir deneme tarzındaki şiirimde "Bir Şairi Sevmek Zordur" demiştim. Daha doğrusu bir Şairi nasıl sevmeli, ne yönden tutsak elimizde kalacak gibi.

Ey Şair! 
Bilmediğim sularda mı yüzmekteyim bilmem ama sanki boğmadıkça geçmez merakım sanki sanki boğulmaya gelmiş gibi dalacağım derinlere bıkmadan hiç akıllanmayacak gibi...

Ey Şair!
Merakim vardır nasıl bir şiirisiniz ki, okudukça okuyası gelir insanın sizdeki duygu bütünlemesini...

Ey Şair!
Kapalı kutu misali  olup nasıl bir o kadar ortada duygu ve düşünceleriniz. Bir yandan bilir bir yandan hiç tanımamışız gibi...

Ey Şair!
Bırak(a)mayacak bu deli kız sizi, siz ne kadar bitmesini umsanız, isteseniz de bitmeye niyeti yok sevginin; bitmeye, gitmeye, vazgeçmeye niyetli değil gibi. İsterseniz kaybolun, konuşmayın benim konuşmam sûrecek kendi içimde...

Ey Şair!
Bu haller belli olmayan girdaba sürükler de sağ çıkamayız diye korkarım. Ne de olsa bulmaca gibisiniz, bulmacayı çözdükçe ne girdap kalacak ne de rüzgar geride. Ama ne yazık ki biz rüzgarda savrulmaya alışmış insanlarız bir de bakarız durgun haller bizi bunaltır. Zaten her durgunluk sonrası girdap bizi kendimize getirir de daha iyi duruma geliriz.
Bulmaca demişken ben bulmaca çözmeyeli uzun zaman olmuştu en başta zorlansamda, aşabilirim...

Ey Şair!
Yazmaya aşına bu kalp yazdıkça  yazası gelir de şimdi sonlandırmak isterim sözlerimi. Sizden ufak bir aforizmayla sonlandırmak isterim, sevgiler...

"..kalbimde açtığın yarayı,
hiç kimsenin onarmasına izin vermeyeceğim
sana açtığım gözlerimi
sana kapatıp gideceğim..."