''Aşk.
İçine hangi duygularımı koyup hangilerini çıkarmam gerektiğini hala öğrenemediğim içimi paramparça eden sınırsız his.
Bu mektuplar öylesine aşkı barındırıyor ki içinde sitemini de, özlemini de, hasretini de, aşkını da, varlığını da yokluğunu da ne varsa hepsini..
Bir insan görmediğini, dokunmadığını, öpmediğini, tatmadığını nasıl bunca sevebilir. Nasıl böylesine içini yakabilir. Hayal edebilir. Ne yüce bir kalem. Yeri geliyor ahh keşke dedirtiyor yeri geliyor bunca yüksek hissedildiği için korkutuyor.
Tolstoy'un bir anlatısı vardı. “Bana hastanede 'Karın öldü !' dediklerinde ne yapacağımı, nasıl tepki vereceğimi bilemedim, içimden eve gidip karıma olanı anlatmak ve bana ne yapmam gerektiğini söylemesini istedim” demişti.
İlk okuduğumda fazlasıyla etkilenmiştim. Murat Mesut'u okurken de sanki bunu hissettim. Rüveyda'yı o kadar iyi tanıyor o kadar aşık o kadar güzel konuşuyordu ki... Sanki varlığından sonraki yokluk işkencesini çeker gibiydi.
"Âlem sen gibi bir Rüveyda bir daha görmesin!" der.
Görmesin. Murat'ın Rüveyda'sını, Murat'tan başka kimse görmesin.
Masal olduğu için mi bunca can yaktı yoksa. Masalların sonu mutlu biter malum. Ama Rüveyda gelmedi. Masal yarım kaldı. Bir kekeme gibi Rü-vey-da diye sayıkladım dilimde. Gel artık incitme bu adamı diye ne çok kızdım yeri geldiğince. Yeri geldi Murat'tan çok merak ettim seni. Yeri geldi Murat'ın hayallerine ortak oldum. Murat anlattı ben dinledim. Biliyorum ki Rüveyda'yı Rüveyda'dan daha iyi tanıyorum artık.
Yazarımızın aklına, kalbine sığmayan, taşan, onca kelimenin sıraya dizilip ahenkle dans ettiği yüreklere dokunarak içlerimizi okşayan, acıtan, üzen, derdine aşkına bizi de ortak eden bu güzel muhteşem eser bende bitmeyen duygular, hisler oluşturdu. Bu yaşıma kadar düşünüp de kuramadığım cümlelerimin veya bildiğim kelimelerin tükendiği dışarıya anlatamadığım milyon duygumun açığa çıkmasına yardımcı oldu. Her sayfasındaki mizanı, betimlemeleri, anlatım dili, kelimelerle oynayışı, üslubu öyle hoş ve etkileyici ki insana kitabı bitirdim dedirtmiyor. Dönüp dönüp başka sayfalar açıp tekrar okuyorsunuz.
Yıllanıp da bitmeyecek eserlerden bu kitap. Herkese tavsiye edeceğim hatta kafasına vura vura oku bak aşk neymiş diyeceğim muhteşem kalem. Yazarımızı tebrik ediyorum. Ve bizlere emanet ettiği kelimelerinin değerini bilmemiz umuduyla. Umarım hediyelerinde cimri olmaz da bu güzel kalemden mahrum olmayız.
Murat Mesut'un yeni eserlerinde görüşmek üzere... ''
''1000 kitap sitesinde yayınlanmayan inceleme!'' diye başlık attım. Çünkü bu mail yeni. Rüveyda'ya Mektuplar'ı kitap olarak çıktıktan sonra okuyup yazan, aşk talibi dostlardan 3. inceleme yazısı ama mektup sahibi sitede yayınlamayacakmış ve ismi de mahfuz bir sır olarak yadımızda kalacak.
Hak etmediğim iltifatları içinde barındırsa da, virgülüne dokunmadan burada saklamak istedim.
Kaleminize bereket, sonsuz teşekkürler, sevgiler.