1 Nisan 2020 Çarşamba

Korona'dan Kur'ana!


Tedbir mutlaka alınacak, bunu defalarca önceki yazılarımda belirttim. Başka bir paragraf açayım:

Aslında bir anlayıp kavrayabilsek, köprüden önceki son çıkışta bizlere son ilahi ikaz yapılıyor!

Elektronik eşya bile aldığınızda kullanma kılavuzunu göz ardı edemiyorsunuz. Neler garanti kapsamında, bunları öğreniyor,ona göre dikkat ediyor ve zamanı gelince servis yaptırmaya gayret ediyoruz.

İnsanı yeryüzüne gönderen ''güç'' yani Allah, bizlere, ''sizi yarattım, size lazım olan organları, gıdaları, hayatı verdim. Ne haliniz varsa, canınız nasıl isterse yaşayın. Güçlü zulüm edebilir, zayıf çalabilir!'' falan haşa demedi. Bilakis yaşama kılavuzumuz olarak ''içimizden bir peygamber '' aracılığı ile bir Kitap ve o Kitabı açıklayan (mübelliğ) ve hayatıyla uygulayan Sünneti gönderdi.
Selamların en güzeli O kutlu elçiye olsun, Onun nur halkasında en cahil bedevisine kadar hepsi Ona sordu, Ondan öğrendi, Onu örnek ve rehber aldılar. Ortaya Kitap, Sünnet ile birlikte İcma ve Kıyas çıktı. Yani insanoğluna lazım olacak ihtimaller de dahil her sorunun cevabı ve gidilecek yol,usul,metot tarif edildi.

Onlar yaşayarak, bize bu yolda nasıl gidileceğini göstermiş oldular. ''Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım'' buyurdu Allah kitabında.
Artık varlığa gelişimizin sebebini hikmetini biliyoruz. Her yaratılanın  ''her şeyin bir kaderle'' olduğunu da. Ecelin ezelde taktir edildiğini ve salise ileri geri oynamayacağını da biliyoruz.

''Ölümü ve hayatı ( dirilişi) yaratan'' dilemedikçe kimse ölemez! İntihar da dahil bunun binlerce örneklerini gördük, görmekteyiz. Uçak düşüyor da, ölmeyen ölmüyor. Adam kafasına sıkıyor ama ölmüyor. 5. kattan düşüyor burnu bile kanamıyor.

Sonuç olarak bu virüs Allah'ın bir mahluku. Binlerce insana bulaşsa da, ancak içlerinden vadesi dolanların ölüm sebebi oluyor. Bizatihi virüsün kendisinde öldürme ameliyesi olsa, bulaştığı her insanı öldürmesi gerekirdi. Mesela Hollanda'daki 101 yaşındaki kadın iyileşip taburcu olamazdı. Çünkü o kadının eceli 104 yaşında evinde yazılı (tabi bu 104 kısmını misal olarak verdiğimi anladınız.)

Karantina şartlarına riayet eden, tedbirleri ihmal etmeden ateşli salgın hastalıkların bugün adı ne olursa olsun hepsine İslam taun ya da veba demiştir ve Sevgili Peygamberimiz (sav) ''Tâun, her Müslüman için şehitliktir.'' buyurmuştur. (Buhari)
İsyan etmeden bu hastalıktan ölen Müslümanı güzel bir final beklemektedir. Çünkü ''İnanıyorsanız üstün/kazançlı olan sizsiniz.''
Elbette herkes için selametle ve gecinden temenni edilse de, ecel değişmez.

Bu Korona virüs gelmese sanki ölmeyecektik! Fark şu ki, ölümden gafil ölüyordu insanlık. Şimdi kurbanlık koç gibi hepimiz sıramızı bekler gibi, mahzun, moralsiz, tadı kaçmış yaşıyoruz.

İbret dolu bir sınava girdi yeryüzü, hem de ortak bir sorudan/dertten! İnşallah en azından ferdi planda dersimizi alır, sınavdan geçer not alırız.

Kaç asır sonra İspanya'da dedelerimizin yaşadığı yerlerde, caddeler, hasret kaldığı ezan sesi dinledi ve hiç bir gayri Müslim buna itiraz etmedi, medet umdu yumuşayan çaresiz kalpleri. Hatta hepsi bizim gibi topluca secdeye durdular.

Adı bile ilginç bu virüsün, arama motoruna sesli Korona dediğimde bir keresinde Kur'ana yazdı!
İnşallah Korona'dan Kur'ana, İslama olacak bu sınavın neticesi. ''Her şer görünen de bir hayır vardır. Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.''

Korona, imansızı İslâma,
İmanlıyı Namaza,
Namazlıyı Takvaya...kısacası gezegenimizi Yaratanına Kulluğa çağırıyor!