*
Yukarıdaki sözler, dünyada en çok film çeviren kadın sanatçı ünvanlı 78 yaşındaki Türkân Şoray'a ait.
Canım ya, bu yaştan sonra aşık olsan ne olur ve aşk sandığın nasıl bir şey olur.
İnsan ölüme yaklaştıkça dünyaya bağı, doymazlığı artarmış ya...İşte ibret bir örnek.
Belki bir tür demans neticesi...
Türkân sultandan bağımsız genel düşüncelerime geçersem;
Yaşlanınca hep böyle olmaktan korkmuşumdur! Yaşlı kurt, kart zampara, azgın teke...vb. anılmak çirkin. Yaşlanmışım ama hâlâ gençler gibi davranışlar, haller...Yani yaşının adamı olamamak!
İnsan nerede duracağını, kendisine biçilen esas rolü vaktinde bilmezse büyük sıkıntı. "İnsan yaşlandıkça, arzuları gençleşir." Zorların zoru sınav, köprüden önceki son çıkış!
Kınamadan, böyle yani 78 yaşında hâlâ dünyaya sıkı sıkı bağlı olup, ölüm için kaygı, hazırlık yapmayı unutmaktan korkmuşumdur...
Ya da insan yedisinde neyse yetmişinde de odur bu mu?
Yok, buna itiraz ederim, eğitim ve yönelimle değişebilen bazı huylar/yönelişler ve yaşam tarzı vardır.
Ahiret bilinci ile yaşamak, hem de günahkârlığa rağmen, apayrı bir paradokstur.(Bazı insanlar günah işledikleri anda bile kalpleri cız eder, vicdanları avaz avazdır.)
Bir yanda cilveli bir kadın gibi insanı çeken yalan bir dünya, diğer yanda ölümle açılacak bambaşka gerçek bir sahne...