5 Mayıs 2018 Cumartesi

Murat öldü..!



Murat öldü..! Murat öldü..! Murat öl-dü..!
Murat'ı ne Kenan ilinde kaybettiniz, ne de Şam'da...
İşte o şuramda, kalbimin derununda.
Hüzün kuyusunda, hazan kazanında...
Ağlarım sana Murat'ım, yetimliğine, mahzunluğuna..!

O dilber  bilseydi değil incitmek; incitişi kalbinden bile geçirmezdi..!
Bilemedi kadrini Murat'ım, bilemedi..!
Aşka giden damarlarını bir bir kesti de, göremedi..!
O aşk dolu kalbini merhametsizce öldürüp de gitti..!

Verin selayı Murat'ın kalbi için..!
Verin günde 5 öğün her ezan öncesi...
Verin ki, bir şairin gönül evi neden şimdi bir kabir,
Gün gelir de belki bir ehl-i hal bilir..!

Murat  öldü, aşka hasret gitti ama siz bilmeyin !
Alın hançerlerinizi,urganlarınızı, ister asın,ister kesin !
Hasretin yaktığı kadar yanar mı canı dersiniz..?

Sağanaklar şehirleri yıkıyormuş ne gam,
Sen gel Murat'ın göğündeki selleri gör !

Ah Murat'ım, ah kokusu şehre varmadan duyulan Murat'ım!
İlle bir Yakub mu olmak lazım duymak için..?
Yazık sana ey kadir bilmez dilber!
Gömdün Murat'ı hem de diri diri, bir an evvel..!
Yazık sana, anlamazlığınla öldürdün beni...!

Ey müezzin derinden oku aşka düşenlerin salasını...
Kimse fark etmesin Murat'ın avazını...