14 Aralık 2020 Pazartesi

Aşıklar üşür!




''Hz. Şems, Hz. Mevlana’ya kısık sesiyle: 

Sen de binlerce şiir vardır, 
bu gece şiir dinlemek istiyorum. 
Şiir oku bana ancak içinde de”zehir” olsun. 

Hz. Mevlana: 

"Kimde benim derdimden bir katrecik varsa, 
O, Hz.Hüseyin gibi yaralı, kasesi Hz.Hasan kadar zehirlidir.” 

Hz. Şems: 
Sus inletme yaralı yanımı, 
Kerbela’dan bu yana hiç bir aşığın içi güneş görmedi hep üşüdü, hep üşüdü...'' [iktibas]

*

Bizim üşümemiz onlara benzemedi vallah... 
Biz o zehre talip bile olamadık billah... 
Artık aşkı ne sandıysak,
''Cahil cesur'' olur hükmünce,
Dilimize doladık da, 
Kalbimizi yoklamaya yol bulamadık tillah...
Ne çöller gibi susayabildik!
Ne de bu susuzluğu cana minnet!
Bülbül lisanına da yabancıydık!
Zaten gülü koklayacak gönül de yoktu!
Biz de üşüdük, çok üşüdük yaz sıcağında lakin,
Anlamını anlamsızlık ateşine verdik,
Sükut ile peyman eyleyip, boyun büktük.
Belki an gelir bir ''ah!'' kalbimize sıktığımız kurşun olur da,
Öteye geçişimizi güzel eyler ol Kerem sahibi Yezdan...