Yasemen
Kaybolan mucizelerin ortasında hükümlü bir yıldız gibisin.
Eridikce canhıraş bir sevdaya yenilen.
Sevmelerin ellerinle yapılmış bir bahar gibi.
Kokladıkça toz olup ciğerine dökülen...
Susmaların eli belinde hüküm veren bir gardiyan gibi,
Bir kere içten bir kere garip bin kere senden.
Yalvardıkça aksine esen bir rüzgar gibi ahvalin.
Ve sen bu evrende açılmamış bir yasemen gibisin.
Kavlin kalmamış aşktan yana bir hayli yorgun düşlerin.
Hasretten libasların üzerinde içinde yok hiç yenilerin...
Batılı bir kenara bırakmış sevmeye niyaz eder gibisin.
Bir hayli zorlu nazenin gülümsemelerin.
Sen bence dünden acı çeken birisin.
Merhametin buz tutmuş ellerinle boğmuşsun gözlerini,
Demlenmiş yaralarının üzerine tuz basar olmuşsun.
Kim diye sormuyorsun ezeline ahirine.
Bence sen, kendi yüreğine bir pusu kurmuşsun...
Kimin elinde seni böylesine yitirmek,
Böylesine sevenin öylesine kaybı olur.
Demeyi unutmuşsun...
Süeda
Ben seni sevince
Ben seni sevince küçük bir özgürlük taşıyor avuçlarımdan.
El değmemiş sözler hafızamda gün görüyor.
Tabiata aykırı her ne varsa,
Hepsini avazlıyor yağmurlar.
Seni sevince ben bütün hesaplar son buluyor...
Ben seni sevince sevmenin adı yalnız başına daha tatlı,
Daha güzel gülümsüyor anılar.
Acılar ayağımın altında kayarken.
Umuda dayanıyor ufuklar,
Seni sevince ben tüm telâşlar bitiyor...
Ben seni sevince ölümsüzlük güneş gibi parlıyor avuçlarımda,
Hayal olan günler gerçeğe evriliyor.
Kupkurak bahçeme güller düşerken.
Dalgalı bir deniz gibi sevinçler.
Seni sevince ben mis kokuyor uykular...
Ben seni sevince kimsesizlik saklanmada,
Vaveyla gülmeler sessizlik rüyalarda.
Sevmenin adına yaseminler konuyor.
İmkansız elini sallayarak gidiyor.
Seni sevince ben, sen oluyor tüm manalar...
Süeda