Hey Sen!
Onda Bütünleşmiş,
Onu Ezberlemiş,
Ona Mühürlenmişsin...
Her Yerde Yokluğu Kokuyor,
Gözlerin Gökyüzüne Suretini Çiziyor...
Ama,
Kokusuna Sarılıp Uyusan,
Haberi Olmuyor...
Sesine Yaslasan Başını,
Duymuyor...
Umutlar Arafta Kalıyor...
Unutma!
Yenilenerek Çoğalmayan,
Kendi Değerini Bulamayan Duygular,
Yıpranmaya Mahkumdur...
Hala mı Körsün?!
Hala mı Kördüğüm?!
Bir Kıvılcım Düşsün,
Kül Etsin İçindeki Kederi Diye Bekliyorsun,
Bekleme!
Ne Zamanla Geçer Acıların,
Ne de İyileşir Sızlayan Yaraların...
Artık Sen,
Kaybetmenin Eşiğinde,
Hayatın Buz Tutmuş Yanısın...
İçinde Çığ Gibi Büyüyen,
Çığlıkların Feryadısın...
Ve Artık Sen,
Sana Sorulmayan Soruların Cevabısın...
Ruhunu Saran Hasreti,
Üşüyen Kalbini,
Masum Düşlerini,
Sevdaya Tutulmuş Gönlünü,
Zamanın Keskin Dişli Çarklarında,
Tüketebilirsin!
Sevda
"Aşk diye diye ne kadınlar teptin! "
*
Yine mi Acıyan Yanlarında,
Umutsuz Yarınlarında,
Yalnızlık Makamı Çalıyor?
Biliyorum Sende Sürekli Kanayan,
İlacı Olmayan Yaraları...
Dermanı Bulunmayan Dertleri...
Biliyorum Yaprak Gibi Titreyen Yüreğini...
Yıkılan Umutlarını...
Yarınsız Hayallerini...
Biliyorum Yine Ona Birikiyorsun,
Yine Onda Kendini Yitiriyorsun...
Hiç Saydın mı?
Kaç Yıpranmış Hatıra Var Avuçlarında?
Kaç Geliş Yok Oldu Gözlerinde?
Kaç Gözyaşı Kurutun Kirpiklerinde?
Daha Kaç Yara Kanatacak,
Kaç Yürek Çürütecek,
Kaç Geceyi Karanlığına Esir Düşürerek,
Çığlıklarının Üstüne,
Perdeleri Çekeceksin?
Dalma Boşuna Hayallere!
Sevgi Çıkmazında Kaybolanlar,
Bağlanmak İçin Sağlam Köprü Arayanlar,
Sevgisiz Bakışlarda,
Sahte Gülüşlerde,
Yüreğinden Anlayanı,
Bulamazlar!
Sevda