Eylül 2019!
Rüveyda'ya Mektuplar'ın görünür hale geldiği zaman...
Yazarı gibi marjinal olacağı ilk baştan belli olsa da, okura verilmiş bir sözün ifası dışında,
hiç bir maddi ölçüye gelmeyen kitaba dönüşmüş halinin gözlerimin önündeki lezzeti çok güzel...
Çok okunsun diye sosyal medyadaki dostlarımın çırpınışları, emeklerine minnettarım.
Bu konuda da garip bir adamım!
Takipçim çok olunca, kitap diyelim binler satınca ne olacak?
Tanınmak isteyen birisi değilim bu bir, kitabın maddi gelirine şükür ihtiyacım yok iki...
Ne imza günü ne şu bu bana göre değil.
Kendi dünyamda, kelimelerle gönlümü oyalıyorum!
Balık tutmasını bilmem, koleksiyon merakım yok, spor salonuna gitmem, araba istemem!
Salgından önce arada bir kendimi zorlar, gezilere giderdim. Artık ona da bahanem var.
Kendi karantinamda (akvaryumumda) belki tıbben sağlıksız bir ruh tanısı ile Mesut olan ironi kısmıma yaslanarak ''bir yudum teselli'' diye bir türkü tutturmuş inişe geçen anneciğimin ardı sıra gidiyorum işte..!
Gelelim sadede; şiir kitabı çıkartmak gibi bir şey düşünmüyorum dostlarım.
Bu konuda sağ olsunlar bir yayınevinden teklif aldım. Kendilerine teşekkür ettim.
Şiiri şairler yazsın! Bize ruhumuzun saçmalıkları yetişir.
Aksaray'a da selamlar, sevgiler gönderiyorum.