6 Mart 2021 Cumartesi

Ey Şair! [9]

 


Ey Şair!

Yine ruhumun kelimeleri ile dayandım kapınıza... Size ulaşmak adına dağları aştım, sellerden geçtim, demek isterdim ancak ruhumun kapılarını aralayıp iki kelam etmek düştü payıma. Bir söz vardır ya: 

" Aramakla bulunmaz lakin bulanlar arayanlardır. " ( Yunus Emre ) , diye. Ne hoş bir sözdür, oysa benim işim bulmak değildi ki arayayım Şair...O zaman niçin ettiniz bu kelamı derseniz, meramımı anlatırken birden beliren bir sözdü kağıtta. Bulmaktan öte ruhun lahzasında konuşmaktı, kavuşmadan öte varlığınıza sarılmaktı kelimelerle... 

Ah Şair!

Ruha hüzün çöktü, gölgeniz belirdi bir anda karanlık odada... Hüznü seviyorum iyi geliyor sanki bana, gelin oturun gölgenizle de edelim biraz sohbet. Nedir bu hal Şair, nasıl başladı diye mi başlamalı sohbet bilmem ama susmak demişti birçok Şair susmak gerekti biraz anlamaya, anlatmaya... Şimdi susmalı mi yoksa bakışlarla mı anlatmalıyız her şeyi... Şair! Ne kadar sürecek bu peki ruhların çağlayışı... Sessiz çığlıklar işte bir tek ruhlar arasında köprü olanların duyduğu... Ne kadar sürer bilmem ama az kaldı Şair çok az kaldı bir gün geç olacak düşmediğim yollar için... Bir gün, geç olmadan geldiğimde ilk Kent Park'a uğramalı geçtiğiniz yollardan geçmeli, soluduğunuz havayı solumalı,  Rüveyda'yı beklediğiniz parkta bu kez ben sizi beklemeliyim gelmeyecek olsanız da... Beklediğim esnada kulağımda sesinizin hoş tınısı olmalı, hafif hüzünlenmeliyim, gözlerimden bir yaş olarak akarken dokunmalısınız yüzüme... Ah yine hayaller silsilesi, bir anda canlandı gözümde bir de tek tek... 

Ah Şair!

Yine yazıp duruyorum da sanki yetmiyor gibi bire bir aktaramıyorum kendimi  ve kısa olacak gibi mektup. Devam edeyim ve neler dökülecek kağıda görelim. Kağıdın bittiği ruhun bir anlık rahatlatığı âna kadar yazalım o halde... 

Ey Şair!

Tam da gece yarısında uykumun kalemimden öteye geçemediği bir andayım. Bir anda gelişti size yazma isteği de, genelde bir süre karalayıp dururum ve sonrasında birleşir her bir cümle. Bu kez öyle olmadı sanki bir acelesi varmış gibi dökülüyor kelimeler, belki de hasret bu kadar dayanabildi bir şeyleri ifade etmek adına... O bu değilde Şair, her bir kelamdan çıkıp gelmeler, rüyanın bir anında gelip bulmanız beni daha çok özletiyor olsa gerek... Kelimelerimde varlığınızı hissetmek adına düştüm yollara... Sessiz sedasız ruhun köprüsünden bakıp bakıp gitmeler de saklı kalmasın o halde...

İlkbahar da geldi Şair, sevdiğimiz mevsime ulaştık da doğada oluşan yalancı bahar gibi ruhlar da... Hazanın gölgesinden bir türlü kurtulamıyoruz ki hala kara bulutlar geziyor güneşten öteye... Sanki hiç geçmeyecek gibi ama geçecek biliyorum, her karanlığın bir aydınlığı vardır... Her aşılmaz sandığımız sorunlar pamuk ipliğine bağlıdır belki de  bir anda hiç olmamış hale gelebilir... Bunu psikolojik açıdan açmak istesem de çok uzatmak istemiyorum... Sizi yormak değil az ve öz meramımı anlatmak amacım... Ruhunuzdan huzur edinmek, kelimelerimde sizi anmak...

Mart ayına da ulaştık Şair, toprağa son cemre düşmeden kan düştü, şehitlerimiz var... Hüzün var, gözyaşı var gözlerde, ağıtlar var gökyüzünde... Dualarimizlardalar, tüm Türkiye'nin başı sağ olsun...

Şairim, sanırım sonlandırmalı sözleri nasıl devam etmeli bilmiyorum çünkü... Zaten kelimeler çoğaldıkça hüzün artıyor ne kadar sevsem de bir yandan acıtıyor. Sözlerimi okurken sizi yormak istemesem de bir şekilde bu kadar oldu ve içimde kalsın istemedim... Ve her şey için teşekkür ederim. 

Sessizliğin içinden bir fısıltı... Sizi sevmek çok güzel...

Sevgiler...

______________

Edebi yönü ile çok kıymetli mektupların devam edeceğini bilseydim  ilk baştan seri olarak numaralandırırdım ki bu ilk fırsatta geriye dönük yapacağım inşallah... Kaleminize bereket. (MM)