Ben bu hikâyenin neresindeyim?"
Ne güzelmiş, bonkör hayallere dalıp, hayat denen bu kopyala yapıştır günlerden sıyrılmak...
O ağlamak hissi hep var, sevinci alınmış bir şeylerin, uçup gitmişler...
Anladım bonkör hayallerin de bir mevsimi varmış ve bunun yaşla-başla da ilgisi yokmuş.
Gönül sevip, sevilip kavuşma hayali kurduğu ve bu hayalini kaybetmediği müddetçe gençsin.
Kaybettiğin anda en yaşlı sensin..! Güçsüz, dirençsiz, azimsiz, kırık dökük, ruhunun beli bükülmüş, coşkusunu kaybetmiş, akşam olsa da ömür defterinden bir yaprak daha çevirsek yeknesaklığı...
Gönül gâh gökyüzünde, gece yıldızlarda, gâh toprakta, bitkilerde, sokak hayvanlarında...
Gözünde ne para ne makam ne de hovarda maceralar...
Kulakların ezanlara ve ansızın okunan selalara ayarlı...Ve zamanın içinde terennüm eden, senden başka kimselerin duymadığı melodilerde, makamlarda...
Ben bu sevda hikâyesinin neresindeyim'den
hayattaki hikâyemin neresindeyim'e evriliş başlar bir yere vardığında...
O yer başlangıçla bitişin birleştiği kavruk bir tezattaki muhteşem ahenktir artık...