28 Kasım 2022 Pazartesi

Yansımalar 12


''Işığın gölgesi yoktu
Üşümek kainat yansıması'' [Su Kalemi]

Evet ışığın gölgesi yok...Nur içinde nur...O kainatın içinde ürperelim, üşüyelim...Yansıması yayılsın evrene...''

Malumunuzdur, Sevgili Peygamberimiz Efendimiz -sallallahü aleyhi vessellem- tarihin şehadeti ile sabittir ki, güneşte ya da ay ışığında yürürlerken gölgeleri yere düşmeyen bir mucize sahibiydi. Kâinatta her ne yaratılmışsa O'nun nurundan yaratılmıştır. Yani bizzat kendisi nur idi. Haliyle nurun (ışığın) da gölgesi olmaz. 

Belgeselleri ne zaman izlesem, her defasında yeni bir şeyler öğrenerek onları yaratıp, sonsuz kudretiyle hakimiyeti/kanunları ile idare eden  en- Nur olan Allah'a (cc) hayranlığım artıyor. Güneşin erişmediği okyanus diplerinde ışıklı, fenerli mahluklar yaratan Allah’ın şanı pek yücedir.

Yaşamı sorgularken, niçin bu gezegendeyiz, bu gezegeni kim yarattı vb. soruları soranlar, yaşam dediğimiz bir simülasyon mu (*) noktasından Platonun (alegorisindeki) mağarasına düşüp kayboluyorlar. 
Bunu bile düşününce İslam olmak, tek gerçek ve sahih bilgiye erişimde; dahası bu gezegene gönderiliş hikmetinden haberdar olarak, eşi benzeri ortağı, evveli olmayan, bir olan Allah'a iman nasibine ermiş olan bizlerin şükür sebebi olarak her nefesimizde olmalı...

Biz o mağaralara, çıkmaz sokaklara düşmeden; hakikati arama zahmetinden azade, mirasyedi gibi kendimizi gözümüzü açar açmaz, hakiki ve sahih bir kutsalın içinde bulduğumuzdan olsa gerek, ''balıklar derya içre deryadan habersizdirler'' misalince, dünya hayatı sınavında inişli-çıkışlı zikzaklarla istikametten sapmama noktasındayız. 

Oysa şu ahir zamanda samimice kendimizi bu mübarek kutlu din yoluna adayabilsek, başta müjdeci rüyalar olmak üzere, kalbimizdeki gözler daha nelere şahit olacak...

Zaman azalıyor, vakit yaklaşıyor. Gelecek olan gelecek, çünkü her gelecek yakındır..!

Işığa çok muhtaç olacağımız yalnızlıklar evine girmeden önce, buradan ışığımızı tedarik etmek, önden göndermek gerek.

(*) Bu konu İslâm alimleri arasında, özellikle mutasavvıflarca inceleme konusu olup, vahdeti vücuda kadar gider. Mesela kâinatın hayal mertebesinde yaratıldığı İmamı Rabbani (ks) hazretlerince izah edilirken, karşı görüş Bediüzzaman (ks) hazretlerinden gelmiştir. Benim gibi cahilleri aşan ve fakat aşırı ilgi çekici, mayınlı bir alan.