Kalbimin tekrarısın. Sanki zamanlar kopyalanmış gibi birbirinin aynısı hüzne boyuyor gökyüzümü...
Aynı sabahlara uyanır, aynı şarkılara takılır, aynı kelimelerin dipsizliğinde seni yaşayıp, aynı akşamlardan hayaline uzanırım...
Bu ağırlaştırılmış müebbetin kapısı kabre açılana dek böyle..!
Mahrumluk bana, mahzunluk bana, gri zamanlar bana...
Sensiz günlerin hasadını topluyorum her gece...
Ara sıra rüyama gelsen ne güzel olurdu. Gelsen ve kokulu kokulu bir sarılsak...
Ama hayır gelmiyorsun ve dipsiz bir kuyu gibi yatağımda bastırılmış avazlarımın içinde bir labirentte dönüyorum...
Sonra mahrumluğumun üzerine çekiyorum yorganımı, hayatsa bu hayata mola diyerek...
Yatak çok soğuk Rüveyda..!