Bu yüzden coşkuydum, bu yüzden umarsız, bu yüzden metelik vermez dünyaya, bu yüzden deli dolu ve hesapsız...
Şimdilerde o coşkunun yerini sararmış ve beli bükülmüş yaprakların veda öncesi hüznü aldı...O deli dolu genç adam, bir anda rüyadan uyandı ve yaşlı annesine eşlik eden bir yaşlı oldu!
Yürüyüşler, Kent Parka gitmeler, orada Rüveydasını hayal ederek göletin etrafında gezinmeler, akan dereye fısıldayışlar, bekleyişler...son buldu. Gitmiyorum uzun zamandır oraya...Gitsem sanki içimi orada göreceğim, tarumar edilmiş, yakılıp yıkılmış bir Kent Park!
Kısa kış günlerinde çabuk gelen akşamların gecesinde hayata mola verip, ''İyi kal, iyilikleri azalmış dünya!'' diyerek bir bebeği zorla uyutur gibi uyutuyorum gözlerimi...
Hey Sizler!
İçinizden biri bir gün aşık olursa, güven testinden sonra hadsiz, deli dolu ve hesapsız olmayı sakın ihmal etmeyin!