14 Kasım 2022 Pazartesi

Yansımalar 8


"Özlemek denen şey, ruhun çıldırmamak için çaresizce çırpınması değil de nedir?" [Sh:21]

Müzikçalarda ''Herkes gider mi'' diyor...
Evet herkes herkesten gider, gidecek..! Çünkü herkes tek başına, yalnız geldi! Burada, dünya sahnesinde sevgiyi tattı, yaşadı ya da aksi, uzaklardan bir yabancı gibi seyretti, imrendi ama yaşamak nasip olmadı...

Çaresizce çırpınış özlemenin ifade biçimlerinden sadece biri...Aslında güzel bir çile ruhu olgunlaştıran, hamlıktan kurtaran...

Hüzün insanı tedavi eder, güzelleştirir. Şımarık, kibirli, enaniyet kulesi insanlar bu hayatı yalnızca hayvani ruhlarıyla yaşarlar, bal kavanozunu dışından yalayıp, tadına baktığını iddia etmek kadar sufli...

Hüzün rahmettir, insanın insan olması için gerekli malzemelerden...
Hüzünlü kalpler hassas olurlar, empatiyi en iyi onlar kurarlar. Latifeleri sisler içinde olsa bile ölmemiştir. İsterseniz siz çakra deyiniz.

Özlemek, özlemeye değer şeylere olursa, kavuşmuş say. 

Arifin fikri neyse zikri de odur. Ruhlara engel yok, düşündüğün yerdesin, hem ışık hızından da hızlı... Gözlerindeyim, iki karışlık mesafede...Başını omzuma yasladın, saçlarını kokluyorum, yanağını okşadım...gibi.
Üsküdar'dayım. Yosun kokulu dalgaları, balık tutanları seyrediyorum Şemsi Paşa'da gibi...
Hep imrenmişimdir onlara. Olta sallayışlarındaki huzur ve tevekküle. Oltalarına takılıp hayata veda eden balıkların üzgün şaşkınlıkları ile balık tutan adamların sevincinin karışımı bir dünya...

Bir yerde en sevdiğini kaybedip toprağa verenler, diğer yanda yeni doğmuş cennet kokulu bir bebeğin yaşattığı coşkulu sevinç. Dünya böyle bir yer ve her istediğimizin olacağı bizlere vaat edilmedi. Öyle olsaydı cennetin farkı ve içimizde bir cennet merakı özlemi olur muydu?

Çaresizce çırpınıp özleye özleye ölüyoruz..!