Ben de bilirdim elele yürüyüşlerde, sohbet ve gülüşlerle sesinde zamana anlam katmasını...
Boş ellerimde birikmiş çilekeş çizgiler, dokundu...
Senin başını koyacağın yerde müzikçaların sesiyle boşluğun doldurulma eylemine, belli belirsiz tebessüm etme çabası, dokundu...
Hayat merdivenine çıkarken, ilk düğmeyi yanlış iliklediğim için çığlık çığlığa kaçan trenin arkasında omuzlarımın yorgun ve yenik düşüşü, dokundu...
"Kaçak, çevrimdışı yaşamı seçmişsin" diyenler sebeplerimi hiç bir zaman tam olarak bilemeyecekler..Bunu buraya yazmak bile gözlerime, dokundu...
Dokunmak istediklerimize dokunamamak bize dokundu...