17 Ocak 2023 Salı

Yansımalar 19

"Seni ince ince ruhuma işledim, çilekeş bir nakkaş gibi. İğnenin ucundan zerre acı akmıyor, hasretten başka. Ruhumdaki kanaviçem...'' (Rüveyda'ya Mektuplar, sh: 26)

İçimin mahzun coşkusuna zıt mecalsiz parmaklarımdan harfler dükülmüyor. 

Sanki bütün gezegen benim gibi, neşesiz, tadı yok, renklerini, masallarını kaybetmiş ev hapsinde... 

Sanki sokaklar, caddeler boş, şehir firarda, eller yukarılarda şefkat duasında, merhamet ve aşk duasında...

Dünya neyi kaybettiğinin farkında mı?

En kıymetli şeyin sevgi, saygı, sadakat, hoşgörü, anlayış, merhamet dolu bir inanç olduğunda hemfikir olsaydık keşke...

Aşka böyle yürüneceğini en sonunda keşfedebilseydik...
Oysa her yerde gözyaşları, acılarla mırıldanılan dilekler, dualar, ahlar..!

Ruhumdaki kanaviçe

Onunla yastığa baş koyup, rüyalardan onu umup istemek...
Onunla sabaha uyanmak, ilk aklında, kalbinde onu duyumsamak...

Yaşamak hissetmektir.
Hissetmek, neş'esi ve hüznüyle, yaşamın rengini, kokusunu, dokusunu, derinliğini içselleştirmektir...