Eylül’ü de yarıladık. Her yürüyüşe çıktığımda ağaçları, dallardaki sarının tonlarını, hüzünlü bir hayranlıkla temaşa ediyorum. Veda mevsiminin giriş kapısı sonbahar. Şen şakrak bir yaza daha el sallıyoruz. Bu mevsimde Kent Park öylesine güzel ki eski kalabalıklarından sıyrılmış, okullar açılmış ve park sanki bana kalmış. İçinde bir ben varım bir de sen bir banka oturmuş sohbet ediyoruz. Dere, yakında yağmur ve kar sularıyla yeniden canlanır, şimdilerde cılız bir serçe gibi…
Sevgili Rüveyda,
Bugünüm de avare bir serkeşlikle geçti. Annem de olmasa, hepten bir köşede donar kalır, ruhumda saklı Rüveyda’yı resmetmeye adapte olurdum. İyi ki annem var da gerçekliği olan bir kadın’a dokunup, işlerini görerek, hiç değilse ömrümde bir kadını mutlu edebiliyor, duasını alıyor ve bir işe yarıyorum, sanırım!
....devamını kitabımdan okuyabilirsiniz.